YORUMLAR:
Yusuf Atılgan’ın kaleme aldığı eserde ana karakterin kendi ağzından diğer insanlarla olan ilişkileri ve günlük hayat rutini içerisinde hayatı anlamlandırma çabası konu ediliyor.
Bu anlamlandırma ve sürekli sorgulamasının arkasında küçüklüğünden kalan birçok travmanın etkisinin de bulunduğu bir süre sonra ortaya çıkıyor. Bununla birlikte, ana karakterin normal olmayı istemediği de her defasında görülüyor. Hatta çevresindeki insanların da bu yüzden sürekli değişkenlik gösterdiği görülüyor. Ana karakterin muzdarip olduğu sorunlar ve sancıların esasında yazarın kendisini de betimlediğini düşündüren birçok bölüm olduğunu belirtmek gerekiyor.
Yazarın diğer ünlü eserlerinde olduğu gibi sokak ağzıyla kaleme aldığı kitabında, günlük hayatta kullanılan argo kelimelerin de sıkça yer aldığı görülüyor. Bununla birlikte, hayatı anlamlandırmaya çabalayan bir kişinin kitabında bu tarz ifadelerin de yer almasının esere önemli bir gerçeklik unsuru eklediğini belirtmek gerekiyor.
Toplumun kabullenmiş olduğu monotonluk ve sıradanlığı, her seferinde eleştirmekten geri durmayan ana karakter, bu hayat biçimine ayak uyduramadığı için yalnız kaldığının farkında olduğunu da ifade ediyor. Bundan kimi zaman yakınıp onlar gibi olmayı istediğini de belirttiği ya da ima ettiği bölümler de görülüyor. Bu yönüyle kendisiyle kimi zaman çelişkiler barındırdığını da belirtmek gerekiyor. Fakat bu konudaki esas yaklaşımından, onlar gibi sorgulamayı bırakan birisi olsaydı normal ve sıradan kavramlarının öneminin bu kadar farkında olmayacağı için daha mutlu olabileceği şeklinde bir anlam çıkarılabiliyor. Her ne kadar bu konudaki temennisi bu yönde olsa da, nihayetinde hayatın ve düzenin bilincinde olarak bu şekilde şüpheci yaşamanın ve olağanı kabullenmemeyi de daha egoist bir şekilde asil bulduğunu belirtmek gerekiyor.
Toplumda kadının rolü ve onların düşünce şeklini açıklamaya gayret eden ana karakter, kadınların genel olarak erkeklerin kontrolüne girmeyi ve onların güçlerinden çıkarcı bir şekilde faydalanmasından duyduğu rahatsızlığı ifade ediyor. Hatta kadınların belirli bir yaşa geldiklerinde doğrudan evlenme isteklerini de bu anlayışla izah ettiği kısımlar görülüyor. Ancak, erkeklerin ilkel duruşları ve kadınları böyle görmek istemeleri neticesinde, kadınların bu şekilde davranmalarının ise, çoğu yerde zorunluluk olarak hissedildiğini de ekleyerek genel manada toplumsal bir sorunun analizini ve tasvirini gerçekleştirme gayreti gösteriyor.
Sonuç olarak eser, döneminin sorunlarına değinmekle birlikte varoluşsal birtakım kişilik sancılarını barındıran felsefi bir toplumsal roman okumak isteyenler için önemli eserlerden birisi olarak gözüküyor.
NOTLAR(*):
Akşamları elinizde paketlerle dönersiniz. Sizi bekleyenler vardır. Rahatsınız. Hem ne kolay rahatlıyorsunuz. İçinizde boşluklar yok. Neden ben de sizin gibi olamıyorum? Bir ben miyim düşünen? Bir ben miyim yalnız?
Yaşamanın amacı alışkanlıktı, rahatlıktı. Çoğunluk çabadan, yenilikten korkuyordu. Ne kolaydı onlara uymak! Gündüzleri bir okulda ders verir, geceleri sessiz, güzel kadınlarla yatardı istese. Çabasız. Ama biliyordu: Yetinemeyecekti. Başka şeyler gerekti. Güçlüğü umutsuzca zorlamak bile güzeldi.
Her zaman önünde yürüyen kadını yüzünü görmeden, güzel olup olmadığını karşıdan gelen erkeklerin gözlerinden anlardı. Güzelse, onu geçtikten sonra dönüp bir daha bakarlardı.
İnsan kendinin değil o yerin isteğine uygun yaşamaya başlardı.
Salt film görmeye gelenler salon tenha olsun isterler. Gürültü olmasın, öksüren, sümküren, konuşan, gülen olmasın isterler. Sinemanın güzel sanatlardan biri olduğuna en büyük kanıt bence bu. Ama olmadığına da bu. Çünkü her zaman gülen, öksüren, sümküren bulunur.
“Ah, hep senin zengin olduğunu unutuyorum.” “Zengin değilim ben. Paralıyım.” “Farkı var mı?” “Çok!”
Belki de insanlar kendi kendilerini düşünmek, hayaller kurmak için yeteri kadar yalnız kalamadıklarından anlayışsız oluyorlardı.
“Normal bir insan değil. Korkmuyor musun ondan?” “Hayır, seviyorum. Normal insanlardan korkarım ben.”
İki çeşit içen vardır. Biri, benim gibi, kurtuluşu içkiden beklemenin utancıyla içer. Bir de şu çevrendekilere bak. Bunlar neden içiyorlar? Toplum içinde yaşamanın baskısını, yükünü hafifletmek için. Çekinmeden bağırmak, yüksek sesle gülmek için. Dışarıda bağırmak, kahkaha atmak yasaktır. Sokakta hiç gülmemek için burada gülerler. Böylesi az içer.
DEĞERLENDİRME:
Konu: Eserde, ana karakterin kendi ağzından diğer insanlarla olan ilişkileri ve günlük hayat rutini içerisinde hayatı anlamlandırma çabası konu ediliyor.
Üslup: Günlük ve yalın bir sokak dili kullanmayı tercih eden yazar, anlaşılmayı kolaylaştıran bir üsluba sahip olsa da, edebi cümlelerden uzak durarak bazı okuyucular için durağan ve basit bir düzyazı metni okuma hissiyatı yaratabiliyor.
Özgünlük: Eser niteliği itibariyle özgün olmaktan uzak gözüküyor. Kaldı ki, belirtilen roman türlerinde özgünlük unsuru çok dikkat edilmesi gereken bir kategori olmasa da okuyucular için dikkat edilmesi gereken detaylardan birisi olarak belirtilmesi gerekiyor.
Karakter: Ana karakterin yanında bölümler değiştikçe farklı karakterler sıkça görülse de, Ayşe ve Gürsel karakterlerinin kitapta sıkça geçtiği görülüyor. İkisi ile de bir dönem beraberlik yaşayan ana karakter, hayatı anlamlandırma gayreti içinde onlarla olan ilişkisinde oldukça sorunlar yaşadığını ifade ediyor. Ana karakterin Zehra teyzesi ile yaşadığı travmalar ise, kitabın sonlarında okuyucularda derin tesirler bırakmayı başarıyor.
Akıcılık: Üslup bölümünde belirtilenler sebebiyle eserin konusu ve olay örgüsünün çok sürükleyici olmadığı görülebiliyor. Ancak karakterin iç dünyasını uzun uzadıya tasvir edebilmesi ve kolay okunabilir bir kaleme sahip olması, akıcılığını olumlu yönde etkileyen unsurlar olarak gözüküyor.
Genel: Yukarıda belirtilen kriterler uyarınca 10 üzerinden gerçekleştirilen değerlendirmede:
Konu: 7
Üslup: 7
Özgünlük: 4
Karakter: 8
Akıcılık: 7,5
puanlarını alan eserin genel ortalaması ise, 6,7 puandır. 7 barajının altında kalmasına karşın toplumsal betimlemeler ve hayatı anlamlandırma çabasında olan eserlere ilgi duyan okuyucuların incelemesi gereken kitaplardan birisi olduğunu belirtmek gerekiyor.
(*) : Notlar başlığındaki bütün kısımlar:
AYLAK ADAM
Yazar: Yusuf Atılgan
Yayınevi: Can Yayınları
Baskı: 9. Baskı – Ocak 2021
kapakta kullanılan fotoğraftaki kitaptan alıntı olarak kullanılmıştır.
コメント