YORUMLAR:
Yazar Stefan Zweig'in iki hikayesinin yer aldığı eserde, ana karakterlerin kadın olduğu ve dünyaya çok duygusal ve oldukça da romantik denebilecek iki kadının gözünden bakılmaktadır. Bu yönden günümüz şartlarına göre değerlendirildiğinde fazla Romantizm akımı etkisinde olarak gözükse de hikayede yaşanan trajik olaylar, bir süre sonra bu eserin romantizm etkisinde yaşamaya çalışan insanların günümüzde nelerle karşıya karşıya gelebileceğine dair çok mühim emsaller teşkil etmektedir. Aşağıdaki paragraflarda iki hikayeden bahsederken isimlerinin uzun olması sebebiyle Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu, ilk hikaye olarak anılacaktır. İkinci hikaye ise, Bir Kadının Hayatından 24 Saat olarak değerlendirilecektir.
İlk hikayedeki kadının, sevdiği adamı yıllarca bekledikten sonra onunla 2-3 günlük bir ilişki yaşaması sonrasında hamile kalması ve onunla yaşadığı anları defalarca aklında döndürerek yine karşılaşmak için bütün hayatını bir hiç haline getirmesi yukarıda belirtilen hususun en net göstergelerinden birisidir. Bununla birlikte erkeğin ise, kadına olan ilgisizliğinin had safhada olması, insanın hislerini sürekli içinde tutarak belli etmemesinin onu bir süre sonra ilgi duyduklarına karşı nasıl da görünmez kıldığının etkileyici bir mesajını ihtiva etmektedir.
İkinci hikayede de yine, basit bir gündelik olayla başlayan yazar, bir anda oradaki tartışma konusu sebebiyle 24 saatte hayatının değişmesine sebep olan hikayesini ana karakter kadına anlattırmıştır. Bu hikayede de yine romantizm dünyasının etkilerinden kurtulamayan bir karakteri konu edinmiştir. Belki de iki hikayenin en net ortak özelliği bu unsurdur denilebilir. Bununla birlikte, ikinci hikayedeki kadın, bir erkeğe özellikle de yeni tanıştığı ve tutkulu olmasından etkilenerek onu çok kısa bir süre zarfında kendisi için bir hayat gayesi haline getirmesinin acı sonucunu yaşayıp ders almayı da başarmıştır. Fakat birinci hikayenin sonunda dahi kadın karakter, hala sevdiği erkeğe sitemli ancak yine de suçlayıcı davranamadan keder ve tasa içinde hayatını kaybetmiş olarak görülmektedir.
Her iki hikayenin de hem kadınlar hem de erkekler açısından en önemli mesajlarından birisi; bir insan, karşı birisini ne kadar severse sevsin, platonik ve romantik hayaller ile süslenen muaşakalar karşılıksız kalacağından zarar gören hem aklında kuran taraf olacağıdır. Yazarın diğer hikayelerinde olduğu gibi konular o kadar ön plana çıkmasa da net ve yalın bir üsluba ek olarak hayat mesajları ile klasik bir Zweig resitalinin sunulduğu eserin belirtilen hususlar dikkate alınarak okunması günümüz için önemli dersler taşımaya devam etmektedir.
NOTLAR (*):
Çerçevesi dair bir hayatı olan insanlar daima kapılarının önündeki her yeni şeye merak duyarlar.
Bir genç kızın, bir kadının yüzü bir erkek için fevkalade değişken; çünkü o yüz genellikle sadece bir ayna, kah bir tutkunun kah bir çocuksuluğun kah bir yorgunluğun aynasıdır ve aynadaki bir görüntünün geçip gitmesi kolayken, bir erkeğin bir kadının çehresini kaybetmesi daha da kolay, çünkü ilerleyen yaş gölge ve ışık olup o çehrede geziniyor, çünkü kıyafetler o çehreye her defasında farklı bir çerçeve çiziyor.
Biliyorum ki teslimiyet isteği yakıcı hale geldiğinde bile bu hazır oluşu inkar etmek, yalvarıp yakarmalar, yalanlar, yeminler ve vaatlerle giderilmesi gereken bir korkuya ya da öfkeye kapılmış gibi yapmak kadınlar arasında adettendir. (Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu Son)
Çoğu insanın hayal gücü kıttır. Kendilerine doğrudan ilişmeyen, sivri ucu ısrarla hassasiyetlerini kaşımayan hiçbir şey onları tahrik etmez ama gözlerinin önünde, duygularına temas edecek yakınlıkta ufacık bir olay olmayagörsün, bu onların içinde derhal sınırsız bir infial yaratır. O zaman da tabiri caizse gösterdikleri ilgideki kıtlığın yerini yakışıksız ve abartılı bir galeyan alır.
Gerçeğin yarısı değil, ancak tamamı değerlidir.
Herhalde ancak tutkuya tamamen yabancı insanlar belli anlarda böyle çığ gibi ani, kasırgayı andıran tutku patlamaları yaşarlar: O anlarda, kullanılmayan güçlerin yıllarca biriken hıncı insanın göğsüne çullanır.
Her acı korkaktır, zihnimizde saklı olan bütün ölüm tutkusundan çok daha güçlü bir şekilde etimizde saklı olan o karşı konulamaz yaşama isteği karşısında geri çekilir.
Siz Madam Henriette'i hararetle savunup 24 saatin bir kadının kaderini belirleyebileceğini söylediğinizde sanki beni kastetmişsiniz gibi hissettim: Size minnettardım, çünkü kendimi ilk kez adeta onaylanmış hissediyordum. Ve öyle düşündüm: Bir kez olsun içimdekini anlatayım, belki sırtımdaki bu yükten kurtulurum ve geçmişe bakışımdaki bu mütemadi donukluk çözülür, o zaman belki yarın gidip bir zamanlar kaderimle karşılaştığım salına girerim; ondan ve kendimden nefret etmeden.
DEĞERLENDİRME:
Konu: İki farklı hikayede, iki benzer kadının yaşamlarının farklı anlatım tarzı ile dile getirildiği konulardan oluşan eserde, karakterlerin romantizm akımından etkilenerek günlük hayatta başlarına gelenler anlatılmıştır.
Üslup: Yazarın her zamanki gibi yalın ve net anlatımı ile süslenmiş olan eser, karakterlerden önemli olanları net bir şekilde okuyucunun gözünde resmetmeyi başardığı gibi bunu fazla detaya girmeden yapmayı başararak olay örgüsü ile de zenginleştirip karakterleri de öne çıkarmayı başaran üslubunu bu sefer de okuyucuya göstermektedir.
Özgünlük: Eserdeki olaylar her ne kadar özgün olarak nitelenemeyecek olsa da karakterlerin davranışları ve düşünce dünyalarının birçok öyküde işlenmeyen özgün bir seçim olduğunu söylemek gerekmektedir.
Karakter: Üslup ile birlikte eserin en önemli ikinci unsuru olan karakterler, her iki hikayede de okuyucuyu olaylar ile bağlayan ve yazarın vermek istediği birtakım özlü sözleri dahi ara cümlelerle okuyucuya iletme gibi hikayenin temel yapıtaşlarını oluşturmaktadır.
Akıcılık:Üslubun net ve yalın olması neticesinde sıkıcı betimlemelere girmeyen yazar, bu eserde de akıcılık unsuru bakımından okuyucuyu memnun edecek bir değerlendirmeyi hak etmektedir.
Genel: Yukarıda belirtilen kriterler uyarınca 10 üzerinden gerçekleştirilen değerlendirmede:
Konu: 6.5
Üslup: 8.5
Özgünlük: 7.5
Karakter: 9
Akıcılık: 8
puanlarını alan eserin genel ortalaması ise, 7.9 puan olmuştur. Bu yönden yine okunması gereken eserler köşenizde yer almasını tavsiye ettiğim kitaplardan birisi olan eseri okuyabilirsiniz.
(*) : Notlar başlığındaki bütün kısımlar:
BİLİNMEYEN BİR KADININ MEKTUBU - BİR KADININ HAYATINDAN 24 SAAT
Yazar: Stefan ZWEIG
Basım Tarihi: 4. Baskı Şubat-2018
Yayınevi: Can Yayınları
kapakta kullanılan fotoğraftaki kitaptan alıntı olarak kullanılmıştır.
Comments