YORUMLAR:
Jack London’un iki gerçek boksörün hayat hikayesinden esinlenerek yazmış olduğu iki hikayede, hileye ve toplumdaki sorunlara karşı önemli meseleler konu edilmiştir.
Bir Dilim Biftek hikayesinde, bir zamanlar oldukça meşhur olan bir boksörün yaşı ilerledikçe gençliğinde kazandığı paraların kıymetini bilmemesi sebebiyle bir bilim bifteğe dahi muhtaç olduğu zamanlar ve hayatı işlenmiştir. Gençlik ve yaşlılığın tezat ancak bir o kadar da birbirini tamamlayan mefhumlar olduğunun görülmesi açısından önemli bir hikaye olduğunun belirtilmesi gerekmektedir. Gençlik ne kadar hızlı, sabırsız ve güçlü olsa da, yaşlılığın olgunluğu ve sabrı ile üstün insanın esasında bu iki kavrama sahip insanlar olduğu da ifade edilmiştir.
Meksikalı hikayesinde ise, Meksika’daki devrim hareketine destek olan ünlü bir hafifsıklet boksörün, ABD’nin o zamanlarda Meksika üzerindeki siyasi baskısından kaynaklanan maçta karşılaştığı şike ve kayırma hareketleri okuyucuya tüm çıplaklığıyla sirayet ettirilmiştir.
Genç Boksör hikayesinde ayrıca Meksika’daki devrim hareketinin de tesirinden bahsedilerek daha sonrasında ülkenin içine düştüğü siyasi krizlerden çevirmenin notları bölümünde uzunca bahsedilmiştir. Görüleceği üzere, ABD emperyal gücünü kullanarak ülkenin hakimiyetini elde edebilmek için devrim adı altında birçok darbeciyi yükselttiği gibi sonrasında birbirlerini imha etmelerine de sebebiyet vermiştir. 1930’lara kadar Meksika’nın ABD’ye tehdit unsuru barındırmaması için bütün zayıflatmalar kullanılmış ve amaçlanan hedefe ulaşılmıştır. Bu durum günümüzde de açık bir şekilde görüldüğü üzere, orta doğuda hala devam etmekte olan siyasi ve ekonomik krizlerin kaynağını net bir şekilde açığa çıkarmaktadır.
Yazarın Genç Boksör hikayesinin değerlendirmesine dair daha detaylı merak ettiklerinizi de esere ilişkin bir başka değerlendirmeden ulaşabilirsiniz. (https://www.kirmizicantaliavukat.com/post/genç-boksör-yorumlar-notlar-ve-değerlendi̇rmeler)
Sonuç olarak eser, genç yaşlardan itibaren kesinlikle okunması ve incelenmesi gereken Jack London hikayelerinden birisi olduğunu göstermektedir.
ALINTILAR(*):
Yaşlıları yok eder ama burada kalmaz, bunu yaparken kendini de imha ederdi. Kendi atardamarlarını şişirir, kendi parmak eklemlerini parçalar ve sonunda sıra, kendisinin de Gençlik tarafından yok edilmesine gelirdi. Çünkü Gençlik her zaman gençtir. Sadece Yaşlılık yaşlanır.
Demek ki Sandel daha en başından acele ediyordu. Bu da normaldi. Gençliğin yordamı buydu çünkü görkemini ve üstünlüğünü vahşi isyanlarla, azgın hücumlarla sarf eder, karşısına çıkanı kuvvetinin ve ihtirasının sınırsız ihtişamıyla ezerdi. (Bir Dilim Biftek Hikayesinden Notlar)
Jack London, tedavi amacıyla uzunca bir süre Avustralya’da kaldı. Bu sırada, 28 Aralık 1908 günü yapılan Hack Johnson-Tommy Burns dünya ağırsıklet şampiyonluk maçını izleyip Avustralya ve ABD gazetelerine izlenim ve maç değerlendirme yazıları yazdı. Bu öykünün esin kaynağı da aynı izlenimlerdir. (Bir Dilim Biftek – Çevirmenin Notlarından)
Jack London bu karakteri oluştururken gerçek bir kişiden, ABD’de profesyonel boks yaparak kazandığı paralarla Meksika’daki devrimci bir örgütü destekleyen Joe Rivers’tan (20’si nakavt olmak üzere 39 galibiyet, 6’sı nakavt olmak üzere 20 mağlubiyet, 13 beraberlik) esinlendi. Meksikalı bir Kızılderili aileden gelen ve ABD’de yaşayan Jose Ybarra, hızlı ve sert yumrukları olan, dayanıklı bir hafifsıklet olarak ün yapmaya başlamıştı.
Bu öyküde Felipe Rivera’nın hakemden gördüğü haksızlık, bu karakterin esin kaynağı olan gerçek boksör Joe Rivers’ın karşılaştığı şike karşısında az bile kalır. Nitekim Rivers’ın, bu öykünün yazıldığı tarihin bir sene sonrasında, 1912’de yaptığı ve aradan geçen onca yıla karşın efsanevi şikesiyle hala hatırlanan bir maç, belki de bu nedenle 1996’da “tüm zamanların en önemli yüz boks karşılaşması” arasına sokulmuş. On bir bin seyircinin izlediği unvan maçında Joe Rivers, hafifsıklet şampiyonu Ad Wolgast’a meydan okuyordu. Karşılaşmanın on üçüncü raunduydu. Faullü iki yumruk yiyen Joe Rivers yere düştü ama düşmeden önce de rakibinin çenesine sıkı bir sağ çıkardı. Sendeleyen rahibi, yerdeki Hoe Rivers’ın üstüne kapaklandı. İki boksör yerdeyken hakem Jack Welsh, Joe Rivers için saymaya başladı. Sayarken de dünyada o ana kadar görülmemiş, ondan sonra da görülmeyecek bir şey yaparak bir eliyle Ad Wolgast’ı tutup yerden kaldırdı. Sayması bitince de Wolgast’i nakavtla galip ilan etti. Hem Joe Rivers ve ekibi hem de izleyiciler hile yapıldığı yönünde yoğun protestolarda bulundu. Ayrıca süre hakemi, hakemin sayması bitmeden raundun bittiğini, dolayısıyla maçın bitirilmeyip devam etmesi gerektiğini açıkladı. Ancak yoğun itirazlara, ıslık ve yuhalamalara rağmen hakem sonucun resmen ilan edilmesini sağladı. Wolgast ise galip ilan edilir edilmez bayıldı ve ringden köşe ekibi tarafından çıkarıldı. Rivers ve ringi basan seyirciler yarım saat kadar bağırıp çağırdılarsa da sonunda polisin devreye girmesiyle oradan ayrılmak zorunda kaldılar. Bahis oynatanlar, sonucun geçerli olduğunu ilan etti. Hakem Jack Welsh konusunda da söylenecek bir iki şey var: O tarihlerde boks henüz yeterince kurumsallaşmadığı için, güçlü taraf maçın hakemini belirleme konusunda çok etkili olurmuş. Bu maçta da şampiyon unvanını iki senedir elinde tutan Wolgast’ın, arkası sağlam olmayan genç Rivers karşısında hakemi belirleyen taraf olduğu söyleniyor.
Otuz beş yıldır General Diaz’ın demir yumruğu altında inim inim inleyen Meksikalılar, toprak ve özgürlük sloganıyla 1910 yılından itibaren ülkenin dört bir yanında ayaklandılar. Kuzeyde Panço Billa ve Billistalar ile Francisco Madero ve Maderistalar, güneyde Emiliano Zapata ve Zapatistalar, kuzeybatıda Ricardo Florence Magon ve Mahonistalar silaha sarıldı. Diaz bunun üzerine Madero ile bir anlaşma imzalayarak iktidardan çekildi ve Fransa’ya kaçtı. Madero başkan seçildi. Ancak her zamanki gibi isyan edenler birbirine düşünce, devrim devirmeye devam etti. Madero’nun komutanı General Huerta onu öldürüp başa geçti ve kendi diktatörlüğünü ilan etti. Böyle olunca Madero ile birlikte savaşanlar bu kez Huerta’ya karşı döndü. Huerta’yı deviren, Villa ve Zapata desteğindeki Carranza oldu. Carranza’nın başta olduğu 1915-20 yılları arasında anayasa ilan edildi. Anayasa devrimin taleplerine cevap veriyor, köylünün toprak sorununu, işçinin örgütlenme meselesini önemsiyor, basın özgürlüğünü tanıyor, kilisenin siyaset ve eğitim üzerindeki etkisine kısıtlamalar getiriyor, ülke sanayisinin ve petrolünün neredeyse hepsine, topraklarının da yaklaşık yarısına sahip olan yabancıların (en çok ABD’lilerin) varlıklarının gerektiğinde kamulaştırılacağını bildiriyordu. Fakat anayasadan sonra da iç savaş durmadı. Carranza’nın komutanı Obregon onu öldürüp başa geçti. Devrimin silahlı bölümü bundan sonra bitti. (Meksikalı – Çevirmenin Notlarından)
DEĞERLENDİRME:
Konu: Eserde, iki gerçek boksörün hayat hikayesinden esinlenerek yazmış olduğu iki hikayede, hileye ve toplumdaki açlığa karşı önemli meseleler konu edilmiştir
Üslup: Yazar, diğer hikayelerinde olduğu gibi bu kitabında da kendine özgü sade ve net anlatımını muhafaza etmekte ve okuyucusunu yeri geldiğinde olayların tam ortasında hissettirmekle birlikte yeri geldiğinde ise, dışarıdan bir gözlemci olarak hissettirerek vermek istediği mesajları net bir şekilde iletmeyi başarmıştır.
Özgünlük: Eser, niteliği ve konusu itibariyle gerçek hayat hikayelerinden esinlenmiştir. Bu yönüyle yaratıcı bir konuya sahip değildir. Dolayısıyla özgün eserler kategorisinde başarılı gözükmese de bu kategoride dikkate alınmadan değerlendirilmesi gereken kitaplar arasında yer almaktadır.
Karakter: Hikayelerdeki karakter şemalarının, yazının türü dikkate alındığında tam kararında bir şekilde kalabalık olmadığı görülmektedir. Bu da okuyucuyu kısa hikayelerde olay örgüsünden koparmadan verilmek istenen mesajların daha tesirli bir şekilde verilmesine önayak olan etmenlerden birisi olarak değerlendirilmelidir.
Akıcılık: Üslup bölümünde bahsedilen hususlar dikkate alındığında eserin, baştan sona akıcı bir şekilde ilerlediği görülmektedir. Bunun yanında konusu itibariyle de okuyucusuna sürükleyici bir hikaye sunmayı açıkça başaran önemli hikaye kitaplarından birisidir.
Genel: Yukarıda belirtilen kriterler uyarınca 10 üzerinden gerçekleştirilen değerlendirmede:
Konu: 8
Üslup: 9
Özgünlük: 4
Karakter: 8,5
Akıcılık: 9
puanlarını alan eserin genel ortalaması ise, 8,1 puandır. Eser özgün bir hikaye olmamasına karşın 8 barajını geçerek kesinlikle okunması gereken kitaplar arasında olduğunu göstermekte ve her yaştan okuyucunun ilgisini çeken unsurlara parmak basmayı başaran London eserlerinden birisi olarak gözükmektedir.
(*) : Alıntılar başlığındaki bütün kısımlar:
BİR DİLİM BİFTEK
Yazar: Jack London
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Baskı: 1. Baskı – Nisan 2021
kapakta kullanılan fotoğraftaki kitaptan alıntı olarak kullanılmıştır.
Comments