YORUMLAR:
18. yy’de yazarı Voltaire tarafından kaleme alınmış olan hayatın temeline ilişkin düşünce yazılarından oluşan eser; varoluş, sonsuzluk, Tanrı gibi bütün insanlık için her zaman öneme sahip olmuş kavramlara değinmiştir.
Kısa ve net bir şekilde yazarın insanlığa ve yaratılışa dair düşüncelerini barındıran eserin en önemli özelliklerinden birisi ise, diğer filozof ve çağın bilim insanlarının görüşlerine de yer veren değerlendirmeler barındırmasıdır. Bu yönüyle yazar; kimi zaman katılmadığı görüşleri ifade edip sonrasında bunları kendi nedenleri ile açıklamış, kimi zaman da doğrudan katıldığı filozofların görüşlerine de yer vermeyi ihmal etmemiştir.
Özellikle özgür irade ve Tanrı konusundaki görüşlerinin günümüzde dahi birçok filozof ve düşünür tarafından tasdiklenebileceği görülen eserin zamanının ilerisinde bir kitleye de hitap edebilmesi önemli bir unsur olarak gözükmektedir.
Yazar, diğer ünlü filozoflar gibi kendisinin de cahil insanlardan olduğunu çünkü bilmediklerinin bildiğini sandıklarının yanında bir hiç mahiyetinde olduğunu ifade etmeyi ihmal etmemiştir. Kaldı ki, insan dimağının öğrendikçe daha ne kadar bilgi eksiğinin olduğunu fark etmesi de, kendisinin bazen gelişmişliğini bazen de yetersizliğini ve acizliğini gösterebilecek bir nitelik olarak belirtmek gerekmektedir.
Doğu felsefesindeki, her şeyin zıddıyla var olduğu inanışına da değinilen eserde, bu anlayışa karşı çıkılarak zıt olarak görünen hareket ve davranışların esasında zıt olmadığını ikisinin de insanın ortak özelliği olduğu ifade edilmiştir. Dolayısıyla buradan tek başına tamamen kötü insan yoktur bazen kötü olabilen insan vardır ya da tamamen iyi insan yoktur iyi olabilen insan vardır anlamı çıkarılabilir. İkisi de insanın yaradılışında var olan önemli unsurlardır. Dolayısıyla kötü olduğu için iyi var değil, bu iki unsurlar olduğu için insanın anlamı ve kendisi vardır demek doğru olacaktır.
Sonuç olarak eser, hayatın temeline ve önemli kavramlarına ilişkin önemli mesajlar barındıran ve varoluşun temeline dalıp, her şeyin başlangıcını, temelini düşünen okuyucular için vazgeçilmez bir kitap olarak kesinlikle incelenmesi ve üzerine düşünülmesi gerekmektedir.
NOTLAR(*):
Dünya üzerinde tecrübe olmadan hiçbir şey bilemediğimizi kabul etmemek için sağduyudan yoksun olmak gerekir.
Nedensiz hiçbir şey yoktur. Nedensiz bir sonuç saçma bir ifadedir. Ne zaman bir şey istesem, bu ancak iyi veya kötü kendi muhakememin sonucu olabilir. Bu muhakeme şarttır; öyleyse iradem de şarttır. Nitekim bütün doğa, bütün gezegenler ebedi kanunlara riayet ederken, beş ayak yüksekliğinde bir hayvancığın bu yasaları hiçe sayıp sürekli kendi keyfine göre, başına buyruk hareket edebilmesi tuhaf olurdu. Bu durumda rasgele hareket etmiş olurdu ki, biz tesadüf diye bir şey olmadığını biliyoruz. Gerçek anlamda özgür olmak muktedir olmaktır. İstediğimi yapabilmek, işte benim özgürlüğüm budur. Özgürlüğüm kötü bir eylemi, aklım bu eylemi zorunlu olarak kötü addettiğinde yerine getirmemem; aklım bana bir tutkunun tehlikesini ihsas ettirdiğinde ve eylemin dehşeti arzumla şiddetli bir mücadeleye giriştiğinde bu tutkuyu bastırmamdır.
Ahlaki zorunluluk sadece laftır; yapılan her şey mutlak surette zorunludur. Zorunluluk ile tesadüf arasında orta nokta yoktur. Tesadüf diye bir şey olmadığını bildiğimize göre de gerçekleşen her şey zorunludur.
“Kader kabullenenleri yönlendirir, direnenleri sürükler”.
Maddenin sonsuzluğunu kabul de etsem, ret de etsem, onun üstün yaratıcısının ebedi varlığını reddedemem.
Tek bir atomun varlığı, bana göre, varoluşun sonsuzluğunu kanıtlamaktadır. Fakat hiçbir şey bana hiçliği kanıtlamamaktadır.
Dünya üzerinde yumuşak huylu insanların ve yırtıcı insanların, faydalı hayvanların ve zararlı hayvanların, iyi kalpli efendilerin ve zorbaların olduğunu görüyoruz. Böylece doğaya hükmeden iki güç tahayyül ediyoruz. Oysa bu bir Doğu masalından ibarettir. Bütün tabiatta bariz bir amaç birliği mevcuttur. Hareket ve yer çekimi yasaları değişmezdir. Birbirine tamamen zıt iki yüce zanaatkarın aynı kanunlara riayet etmiş olması imkansızdır.
Dünyada düşünce ve madde vardır. Öyleyse bizim Tanrı olarak adlandırdığımız zorunlu töz düşünce ve maddedir. O halde bütün düşünceler ve bütün maddeler Tanrı’nın enginliği içerisinde yer alır; O’nun dışında hiçbir şey olamaz; O sadece kendi içinde hareket edebilir; her şeyi içine alır, O her şeydir. Tanrı sıradan dünyevi krallar gibi uyruklarından kopmuş, sarayına kapanmış değildir. Tanrı onlara sıkı sıkıya bağlıdır; uyrukları kendisinin zorunlu parçalarıdır.
Ancak beynime giren fikirler neticesinde isteyebileceğimi; bu fikirler sonucunda karar vermeye mecbur olduğumu; zira aksi takdirde nedensizce karar vereceğimi ve ortaya nedensiz bir sonuç çıkacağını; son derece sonlu bir varlık olduğuma göre sonsuzluğa dair somut bir fikre sahip olamayacağım.
Tanrı bizi böyle olmadık doğuştan fikirler yerine yaşla birlikte güçlenen ve hepimize dikkatli, tutkulardan ve önyargılardan arınmış bir şekilde baktığımız takdirde bir Tanrı’nın var olduğunu ve adil olmamız gerektiğini öğreten bir akıl vermiştir.
Öncelikle ben size insan özgür değildir demedim; ben insanın özgürlüğünün istemeyi istemek gibi hayali bir güçten değil, harekete geçebilme gücünden oluştuğunu söyledim.
Hakikati arayacak her kim olursa olsun zulüm görecek. Bana kalırsa, ben zehirlenme korkusuyla yemek yemekten ne kadar imtina edilmemesi gerekiyorsa, hakikatin de bu canavarlar karşısında o kadar saklanmaması gerektiğine inanıyorum.
DEĞERLENDİRME:
Konu: Eser, varoluşa, insana ve Tanrı gibi kavramların yazar tarafından konu edildiği bir deneme kitabıdır.
Üslup: Eserde kullanılan üslup, yazarın oldukça karmaşık hale gelerek okuyucuların anlamalarını zorlaştırabileceği hususları dahi çok net ve yalın bir dille işlemeyi başarmıştır. Bu alanda eser, önemli bir deneme kitabı olduğunu göstermektedir.
Özgünlük: Eserin konusu itibariyle Antik Yunan’dan hatta insanlığın varoluşuna dair ilk zamanlardan beri merak ettiği sorunlara değinmesinin özgün olarak nitelenmesi mümkün değildir. Ancak bu konuların yazarın bulunduğu yıllarda işlenmesine rağmen 300 yıl sonra hala kabul edilebilir düşünceler olması; yazarın, dikkate değer bir eser kaleme aldığını göstermektedir.
Karakter: Eser, niteliği itibariyle bu kategoride değerlendirilmeyecektir.
Akıcılık: Üslup bölümünde ifade edilen hususlar dikkate alındığında eserin kısa olması ile birlikte tek seferde rahatlıkla ve üzerine uzun uzun düşünülerek bitirilmesi işten bile olmayan felsefe kitaplarından birisi olduğunu ifade etmek gerekmektedir.
Genel: Yukarıda belirtilen kriterler uyarınca 10 üzerinden gerçekleştirilen değerlendirmede:
Konu: 8
Üslup: 8,5
Özgünlük: 5
Akıcılık: 9
puanlarını alan eserin genel ortalaması ise, 7,6 puandır. Görüldüğü üzere, türüne göre kesinlikle dikkate alınması gereken felsefe kitaplarından birisi olan eser, puanlamada kitabın türü niteliği itibariyle en az dikkate alınması gereken kategorilerden birisi uyarınca daha düşük bir puan almıştır. Ancak herkesin kitaplığında bulunması ve üzerine düşünmesi gereken bir kitaptır.
(*) : Notlar başlığındaki bütün kısımlar:
CAHİL FİLOZOF
Yazar: Voltaire
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Baskı: 3. Baskı – Haziran 2021
kapakta kullanılan fotoğraftaki kitaptan alıntı olarak kullanılmıştır.
Commenti