top of page

DÜNYA KUPASI FİNALİ NOTLARI




Futbol, vefalı bir oyun olduğunu gösterdi. Messi'ye Dünya Kupası borcunu adanmış bir Arjantin kadrosu ile ödedi.


Üzerine uzun makaleler yazılabilecek bir Dünya Kupası finali izledik. Fransızlar dışında başka neredeyse hiç destekçisi olmayan Fransa, 75 dk o kadar kötü top oynadı ki sanki asıl favori Arjantin gibiydi. Kağıt üstündeki kadrosuyla en baştan beri favorilerden olan Fransa, bu maça hiç mental olarak hazırlanmadığını bütün dünyaya gösterdi. Özellikle ilk yarıda şutu olmayan bir Fransa gerçekten şok ediciydi. Bir de Arjantin ilk yarıdaki pozisyonlarını bolca kaçırmasaydı, ilk yarı sonunda sonucu belirlenmiş bir final izleyebilirdik.


Arjantin’in oyuncuları özellikle hem Hırvatistan hem de Fransa maçında gerçek anlamda bir adanmışlık gösterdiler. Hepsi gerçekten Messi için canlarını feda etmeye hazır gibi mücadele etti. “Bu kupayı almak için önce cesedimizi çiğnemeniz gerekiyor” diyorlardı. Arjantin’in bu adanmışlığı takımın en zayıf halkasına kadar özümsenmiş olduğundan motivasyonları çok yüksekti. Bununla birlikte, değişimin yalnızca adanmışlıkta olmadığını da belirtmek gerekiyor. Taktiksel olarak da, turnuvanın başlarındaki Arjantin’e göre oldukça üstüne koyan ve yeri geldiğinde çok hızlı bir şekilde top çevirerek atağa çıkabilen bir takım olduklarını herkese gösterdiler.


Arjantin’e rağmen maçı izlerken arkadaşımla sanki basit bir grup maçı izliyormuş havasına bile kapıldık. Çünkü Fransa inanılmaz seviyede umarsız oynuyordu. 79’da Otamendi’nin penaltısıyla bir anda aklım 2018 Dünya Kupası’ndaki eşleşmeye gitti ve aklıma orada Mbappe’nin düşüşü geldi… Bir an gerçekten şampiyonluğun gittiğini düşündüm. Hele 81’de Mbappe yine Arjantin’i transa sokacak o ikinci golü attıktan sonra Hollanda maçındaki korkunç felaket senaryosunun Fransa tarafından gerçeğe dönüştürüleceğini oldukça düşündüm.


Her şeye rağmen uzatmaların ilk yarısında yine aynı Hollanda maçında olduğu gibi çok etkili bir Arjantin izledik. Golü de tekrar Goat ile bulmayı başaran Arjantin’de Messi “yaşım 35, bu saatten sonra kupayı kimseye bırakmam” dedi. Artık yine bitti gibi bakarken, Mbappe yine penaltıyla eşitliği getirdi. Heralde Messi bu kupayı kaybetseydi Mbappe ile takımdaki ilişkileri bir süre mesafeli olabilirdi. Çünkü, “onların Messi’si varsa ben de Mbappe’yim” der gibi oynadı Fransız. Dün Fransa’da ikinci Dünya Kupası’nı yalnızca Mbappe istedi bile diyebiliriz. Takım arkadaşları genç süper yıldızın yükünü almak için hiçbir istek duymuyor gibiydi.


Uzatmaların 120. dksinde Kolo Muani’nin kaçırdığı gol ise, maçın en net kopma noktasıydı. O pozisyona, hemen ardından gerçekleşen Arjantin kontra atağı sebebiyle birçok insan tarafından dikkat edilmemiş bile olabilir ama gerçek anlamda gece uyku kaçıracak bir pozisyondu. Genç Kolo, penaltılarda, vuruşunu gole çevirse de, penaltı öncesi o pozisyonun gerginliği hala yüzünden anlaşılabiliyordu.


Penaltılar aşamasında ise, Arjantin’in daha önceden yaşadığı kaybetme tecrübelerinin bu penaltıda olumlu bir etkiyle onları karşıladığını gördük. Öncelikle oyuncular, maç içerisindeki birçok travmaya rağmen oldukça soğukkanlı davrandı. Ardından Lloris’in kalede kurtarabileceği iki pozisyonu da elinin ucundan kaçırması artık büyük finalin habercisi olmuştu.


Maçın yanında özellikle değinilmesi gereken konulardan birisinin hakem olduğunu belirtmek gerekiyor. Hakemin Dünya Kupası gibi bir turnuvanın finalini yönetirken inanılmaz hatalar yapan bir hakem olduğunu hepimiz açıkça gördük. İki takım lehine ve aleyhine o kadar düdük çaldı ki, Dünya Kupası Finali’nin şöhreti ve heyecanı olmasa bence maçın önüne geçen bir hakem performansı olurdu diyebiliriz.


Her şeye rağmen maçı kısaca özetlemek gerekirse; Mbappe, Arjantin ile mücadele etti. Arjantin, Messi farkı ile kazandı.


Comments


bottom of page