YORUMLARIM:
Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın kaleme almış olduğu hikayelerden oluşan eserde 13 adet öykü ile toplumun ve dünyanın evrensel sorunları konu edilmiştir.
Alıntılar bölümünde 7 adet hikayeden alıntılar gerçekleştirilmiştir. Yazarın, hikayelerin konu çeşitliliğinde fazla değişiklik yapmadığı beşe yakın hikaye mevcuttur. Bu hikayeler ya kadın erkek ilişkilerindeki kadın aleyhine olan eşitsizlikler ya da aldatmanın toplumdaki yansıması ve değerlendirilmesine ilişkin hususlardan teşkil edilmektedir.
Ancak dönemine göre yazarın görüşlerinin günümüzde dahi tam manasıyla benimsenmekten uzak seviyede liberal olduğunun ifade edilmesi gerekmektedir. Toplum değerlerine olan eleştirel tutumuna özellikle kadının erkeği aldatmasıyla erkeğin kadını aldatması arasındaki bakış açısına ilişkin yaptığı yorumları hem alıntılar bölümünde hem de eserin diğer kısımlarında net bir şekilde görülmektedir. Bu husus özellikle yazarın döneminin önünde bir kadın hakları savunucusu olarak tescillenmesi için dahi yeterli gözükmektedir.
Ölüm ve delilere ilişkin de önemli iki hikayesi bulunan yazarın, özellikle ölümün kaçınılmazlığını ve bütün canlılar için eşit şekilde tecelli ettiğini; kedisinin ölümüne ilişkin yazdığı hikaye ile göstermesi hem sıra dışı bir yöntem hem de farklı bir konu ihdas etmesini sağlamıştır.
Bununla birlikte, delilere ilişkin gerçekleştirdiği gözlemler kimi yerlerde delilerin normal dediğimiz insanlardan daha akıllı olup olmadığı konusunda okuyucuyu ikilemde bırakmayı başarmıştır. Ancak burada bahsedilmesi gereken deliler klinik vaka olarak görülmeyen şair ve filozoflara da bir gönderme mahiyeti taşımaktadır.
Genel manada evrensel sorunları ve konuları benimseyerek kaleme alınan hikayeler, okuyucular için hem yazarın iç dünyasını hem de dönemin koşulları ile toplumun düşünce yapısını analiz etmek isteyenler için önemli bir kaynak niteliğini taşımaktadır.
Sonuç olarak eser, her yaştan insanın incelemesi gereken önemli hikaye eserlerinden birisi olarak telakki edilebilir.
ALINTILAR(*):
Nefsimize dair her vakayı ne kadar can sıkıcı olursa olsun öfkeyle değil menfaatlerimizin milimetreleriyle ölçerek ona göre harekete geçmeliyiz.
O, namussuzluktan aldığı hürmet, haysiyet, itibar içinde geniş bir hayat yaşıyor. Biz namusun üzerimize yüklettiği kıpırdanılmaz ağırlıkları altında eziliyoruz. (Gönül Ticareti Hikayesinden Alıntılar)
Kanun bir kılıçtır. Onu kullanacak el ister. Halk içinde yaşı, aklı kültürü bu işe erer, bu eskrime idmanlı kaç kişi bulunur!
Dünya ne kadar büyük devrimlerle altüst olursa olsun, dünyada erkek daima hakim, kadın daima onun emir eridir. Kocan, kardeşin, oğlun tepende birer küstah amirdirler.
Kanunun metni erkek zihniyetine göre kadın aleyhinde yorumlanır.
Bir kadını sevmek o kadın üzerinde bazı haklara sahip olmak için bir sebep sayılıyorsa kadının nefreti de ondan ayrılmak mazeretini gerektirecek kanuni bir lüzum olarak görülmelidir.
Oburun şairliği midesinden gelir. (Uçurumun Kenarında Hikayesinden Alıntılar)
Dünyada kötülerin fenalıklarına karşı kefaret olan iyilerin varlıkları da inkar edilemez. Yoksa bu alem büsbütün tahammül edilmez bir hıyanet, bir anarşi dünyası olurdu. (Benim Babam Kimdir Hikayesinden Alıntı)
Aşk yakar fakat öldürdüğü enderdir. Bu ateş her dokunduğunu mezara gömseydi dünyada kimse kalmazdı.
Tabiat bu doğum kanunidir, bu gayrimeşrudur demiyor. Ana rahmindeki cenini hep aynı biyolojik kanunlarla yetiştirip dünya hayatına çıkarıyor. Yaradılış kendi ezeli ve ebedi değişmez kanunlarının görkemli ciddiyetiyle icaba göre daima değişen insani kanunların saçmalığına gülüyor. Tabiatın maksadı dünyaya nesil yetiştirmektir. Çocuk kimin soyundan gelirse gelsin. Buna asla önem verdiği yok… (Çocuğumun Babası Hikayesinden Alıntılar)
Akıllı adam düşünür. Deli düşünmez, dehasının dikine gider. İnce düşünme insanın çok şeyi yapmasını engeller.
Aklın delmeye uğraştığı karanlıkları delinin keskin zekası çoktan yırtmıştır.
Deli akla uygun bütün her şeyle zıtlaşmak hakkına sahip bir ayrıcalıklıdır.
Bu sade forma seni dünyanın akıllılara mahsus merasiminden, kurallarından, ikiyüzlülüklerinden, cezalarından kurtarır. Kanun demir parmaklıklı taş pencerenin önüne kadar gelir. Seni dinler, homurdanır, geri döner. Çünkü sen onun yüzüne hiçbir akıllının söylemeye cesaret edemeyeceği sitemleri haykırabilirsin.
Akıllılar bazen delice şeyler düşünürler. Fakat kimseye aleyhlerinde deli zannı vermemek için söylemeye korkarlar. Delilerde bu korku yoktur. Düşündükleri gibi samimi konuşurlar. Aradığımız kurtuluşu düşündüklerimizi çekinmeden söylemekte bulabiliriz… Bu yiğitlik de ancak delilerin harcıdır. (Tımarhane Şairlerin, Filozofların Mabedidir Hikayesinden Alıntılar)
Zannederim ki kendini insaflı zanneden bir insan, hayat yolunun her adımında bu gibi kederlerden ileri gelen vicdanın sesini daima duysa o adam medeni toplum içinde yaşayamaz. (Kırço Hikayesinden Alıntı)
Hanım, bu kedinin her hali insana benzer. Hani bazı azgın hovardalar vardır. İşte onlar gibidir. Hazineler, lokmanlar burada tesirsiz kalır. Efendi de köle de bir kedi gibi ölür. Senin şimdi gelişini hissederek titrediğin ölüm denilen bu meçhule karşı insanlığın en büyük düşünürleri ve bilginleri de aynı korkuyla titremektedir. Onun mahiyetini onlar da senden fazla bilmezler, bu hususta cahillik yönünden senden hiçbir farkları yoktur.
Hayvanlığınız, bazı insanlar gibi ölümü bile kazanç vesilesi edecek kişilerden yoksun olduğundan dolayı tebrik edilmeye layıktır. Ölüler, dirilerin ellerinden işte ancak o çukurda kurtulurlar. Belki kurtulamazlar. Çünkü ölüler adına yalan dolanla geçinen diriler çoktur. (Kedim Nasıl Öldü Hikayesinden Alıntılar)
DEĞERLENDİRME:
Konu: Eserde 13 adet öykü ile toplumun ve dünyanın evrensel sorunları konu edilmiştir.
Üslup: Yazarın diğer eserlerinde görülen sade ve net üslubu bu hikaye kitabında da olması gereken şekilde kendisini okuyucuya baştan sona kadar aynı mahiyette hissettirmeyi başarmıştır. Eserin türü itibariyle de olması gereken üslubun yazar tarafından oldukça başarılı bir şekilde tatbik edildiği anlaşılmaktadır. Bununla birlikte, yalnızca birkaç hikayenin belirli bölümlerinde betimleme sanatının diğer hikayelerinde ve öykü türündeki eserlere göre olması gerekenden daha fazla yapılmış hissiyatı verdiğinin belirtilmesi gerekmektedir. Ancak yine belirtmek gerekir ki; bu durum hikayelerin ve kitabın akışında herhangi bir olumsuz etki yaratacak kadar fazla değildir.
Özgünlük: Eser işlemiş olduğu hikayelerin ekseriyetine bakılacak olursa günümüz şartlarında özgün sayılması zordur. Ancak hem ölüm konusunda işlemiş olduğu kedi teması, hem de kadın haklarına ilişkin ülkenin içinde bulunduğu toplumsal yapının dayatmalarına karşı yazdıkları dikkate alındığında eserin dönemine göre özgün hikaye kitapları arasında değerlendirilmesi gerektiği aşikardır.
Karakter: Hikayelerdeki karakter şeması olması gerektiği gibi fazla kalabalık tutulmadan karakterler asıl mesajın verilmesi için bir vasıta olarak kullanılmıştır. Bu durum, kimi zaman karakterlerin kişilik ve düşünce tetkiklerini içermesi ile bu vasfı koruyabilmesi bakımından ayrı bir başarı olarak değerlendirilmeyi hak etmektedir.
Akıcılık: Üslup bölümünde bahsedilen hususlar dikkate alındığında, eserin başından sonuna kadar akıcı bir şekilde okunabilecek önemli hikaye kitaplarından olduğu kesinlikle söylenebilir. Diğer kriterlerdeki unsurların da önemli ölçüde karşılanmış olduğu eserin bazı hikayelerinin sürükleyici olduğu dahi belirtilmelidir.
Genel: Yukarıda belirtilen kriterler uyarınca 10 üzerinden gerçekleştirilen değerlendirmede:
Konu: 8
Üslup: 8
Özgünlük: 8
Karakter: 8
Akıcılık: 8
puanlarını alan eserin genel ortalaması ise, 8 puandır. Bütün kategorilerden 8 puan alan eserin, diğer kitapların aksine birçok yönden nitelikli ve kesinlikle okunmaya değer bir hikaye kitabından daha fazlası olduğunun belirtilmesi gerekmektedir.
(*) : Alıntılar başlığındaki bütün kısımlar:
GÖNÜL TİCARETİ
Yazar: Hüseyin Rahmi Gürpınar
Yayınevi: Can Yayınları
Baskı: 1. Baskı – Ekim 2021
kapakta kullanılan fotoğraftaki kitaptan alıntı olarak kullanılmıştır.
Comments