top of page

GECE YARISI KÜTÜPHANESİ – MATT HAIG


Matt Haig
Gece Yarısı Kütüphanesi

YORUMLARIM:

 

Yazar Matt Haig tarafından kaleme alınan eserde, Nora isimli bir gencin intihar girişiminde bulunduğu esnada Gece Yarısı Kütüphanesi isimli gerçek üstü bir ortamda ölüm öncesinde başından geçen olaylar neticesinde hayatının değişmesi konu edilmektedir.

 

Sıradan ve amaçsız bir hayat yaşamakta olan ana karakter, bir gün sevdiği tek canlı olan kedisinin de ölüsünü gördüğünde hayata tutunmak için oldukça zayıf hisseder. Evine gittiğinde bir kutu hapı bitirerek intihar teşebbüsünde bulunur. Ancak, öldüğünü sandığı bir ortama giderek ölüm ile yaşam arasındaki gerçek üstü bir kütüphaneye düşer. Lisedeki kütüphane müdürü olan Bayan Elm’in kütüphanenin müdürü olarak zihninde yaşayan ana karakter, hayatındaki pişmanlıklar ile bütün olası hayatlarının bulunduğu bu kütüphanede sıra sıra muhtemel hayatlarını yaşamaya başlar. Bu hayatların içinde, ünlü bir rock yıldızı olduğu, kutup araştırmacısı, National Geographic fotoğrafçısı, madalyalı yüzücü, felsefe alanında uzman bir akademisyen yazar olduğu gibi birçok seçeneği yaşamıştır.

 

O hayatlardan birisinde kalıp ölmesi için orada hiç pişmanlık duymaması gerekmektedir. Onlarca deneyimden sonra yine de kendisine en uygun yeri bulamayan Nora, kendisini bir süre sonra daha da çaresiz hisseder. Ancak en sonunda en kıymetli hayatın mevcut hayatı olduğuna karar verir. Bu süreçte hem hayatındaki insanların kıymetini, onlara vermesi gereken değeri hem de birçok önemli dersi fark etmiştir.

 

Ayrıca Nora, muhtemel hayatlarından birisinde ölmesi halinde bir daha kütüphaneye gelemeyecek ve hayatı sona erecekti. Buna rağmen, ana karakter onca deneyimden sonra eserin de en önemli mesajlarından birisi olan kök yaşamı, yani ilk başta intihar girişimi yaşamasına sebep olan hayatta kalmayı tercih etmiştir. Bunun sebebi ise, günlük hayatta verdiğimiz her karar ile kendi hayatımızda oldukça fazla değişiklik yapabileceğimize olan inancının tecrübeler neticesinde sabit olmasıdır. Diğer muhtemel hayatların hiçbirisine kendisini ait hissedememesinin en temel sebeplerinden birisi olarak da, o hayatlarda bulunduğu konuma mevcut haliyle gelemediği için kendisini oraya ait hissetmemesidir.

 

Dolayısıyla eser, felsefi yönden güçlü mesajlar ihtiva etmekle birlikte, verdiği mesajlar yönüyle kişisel gelişim kitaplarının romanlaştırılmış versiyonu hissiyatını kimi alıntılardan da hissettirmektedir.

 

Kitaba adını veren Kütüphane ise, Dante’nin İlahi Komedyasındaki Araf katmanı ya da diğer semavi dinlerdeki Araf mefhumunu da çağrıştıran bir unsur olarak dikkat edilmesi gereken detaylardan bir tanesidir. Ancak İlahi Komedya’nın Araf’ında ölü olmayan bir insanın bulunmasının mümkün olmadığının belirtilmesi gerekmektedir. Kütüphaneye gelen insanlar ise, ne ölü ne de tam olarak dünyadaki manası ile canlı kategorisindedir.

 

Sonuç olarak eser, baştan sona önemli mesajlar içeren ve güçlü bir olay örgüsü ile okuyucusunu sürekli içinde tutmayı başaran romanlardan birisi olarak telakki edilebilir.

 

ALINTILARIM(*):

 

  1. Olmak istediğim her şeyi olmam, yaşamak istediğim bütün hayatları yaşamam mümkün değil.

  2. Bizi yaratan şey baskıdır ama. İlk başta kömürsündür, basınç sayesinde elmas olursun. Kömürün de, elmasın da karbon olduğunu ama kömürün hiçbir basınç altında elmasa dönüşemeyecek kadar katışıklı bir karbon olduğunu söylemedi. Bilimsel olarak, kömürseniz kömür kalırdınız. Belki de hayattan alınması gereken esas ders buydu.

  3. Her kitap yaşamış olabileceğin başka bir hayatı yaşama şansını sunar sana. Farklı seçimler yapmış olsan, şu an nasıl bir hayatın olacağını görürsün…

  4. Ne kadar çok olasılık varsa, o kadar çok hayatın vardır. Farklı seçimler yaptığın hayatların vardır.

  5. Daha iyi anlatabilmek için, arada bir yer diyebilirim. Yaşam değil. Ölüm değil. Geleneksel anlamda gerçek dünya değil. Ama rüya da değil. Ne biri ne de öteki. Kısacası, yalnızca Gece Yarısı Kütüphanesi.

  6. İnsanlar şehir gibiydi. Bazı kötü yönleri var diye bütün şehirden nefret etmezdiniz. Sevmediğiniz yanları, birkaç tane tehlikeli ara sokağı ve mahallesi olabilirdi ama bir şehri yaşanır kılan şey iyi yönleriydi.

  7. İstemek,” dedi ölçülü bir sesle, “ilginç bir sözcüktür. Yoksunluğu anlatır. Bazen o boşluğu başka bir şeyle doldururuz ve ilk baştaki istek bütünüyle kaybolur. Belki de senin sorunun istemek değil, yoksun olmak. Belki de cidden yaşamak istediğin bir hayat var.”

  8. Nora “Kütüphaneciler bilgili olur. İnsanı doğru kitaplara yönlendirirler. Doğru diyarlara.”  Bayan Elm ise, “Kesinlikle. Ama senin de neleri sevdiğini bilmen gerekir. O mecazi arama çubuğuna ne yazacağını bilmen gerekir. Bazen bunu netleştirmek için önceden birkaç şeyi de denemen gerekir.

  9. Direnme gücüne sahip olanlar başkalarından farklı değildir,” diyordu Nora. “Aradaki tek fark, onların aklında belli bir hedef olması ve o hedefe ulaşmaya kararlı olmalarıdır. Direnme gücü, dikkatimizin kolayca dağılabildiği bir hayatta odağımızı koruyabilme yeteneğidir.

  10. Özgürlüğün temelinde itaatsizlik yatar. İtaat edenlerden ancak köle olur.

  11. Doğanın bir parçası olmak yaşama isteğinin de bir parçası olmaktı.

  12. Görünüşte en yoğun ve yaşamaya değer hayatları yaşayanlar bile en nihayetinde kendilerini böyle hissediyorlardı belki. Dönümler boyu hayal kırıklığı, tekdüzelik, acı ve rekabetin içinde tek tük birkaç mucize ve güzellik vardı.

  13. Mutlak şöhret en az çabayla bir kahraman, dahi ya da tanrı gibi görüleceğiniz mertebeye ulaşmak demekti.

  14. Acıya karşı bağışıklık kazanmamızı sağlayacak bir yaşam tarzı olmadığını anlasak, her şey çok daha kolay olurdu. Mutluluğun doğasında acının da olduğunu. Biri olmadan öbürünün de olamayacağını. Ama hiçbir hayatta sonsuza kadar saf bir mutluluk içinde olamayız. Öyle bir hayat olabileceğini düşünmek ancak yaşadığımız hayattaki mutsuzluğumuzu büyütmeye yarar.

  15. Bayan Elm “Satrançta kazanmak istiyorsan, bir şeyi anlaman lazım,” dedi. “Anlaman gerekense şu: Oyun bitene kadar hiçbir şey bitmiş değildir. Elinde tek bir piyon kalmış olsa bitmez. Sen bir piyon olsan da -ki hepimiz öyleyiz- piyonun en sihirli taş olduğunu asla unutmamalısın. Ufacık ve sıradan bir şey gibi görünebilir ama öyle değildir. Çünkü hiçbir piyon piyondan ibaret değildir. Bütün piyonlar kozadan çıkmayı bekleyen birer vezirdir.

  16. Ahlakın temelinde merhamet yatar,” demişti filozof Arthur Schopenhauer iyi bir gününde.

  17. Nora’ya göre ilişkilerde üç çeşit sessizlik vardı. Tabii ki pasif agresif sessizlik, artık konuşacak bir şeyimi kalmadı sessizliği ve bir de Eduardo’yla ikisinin ulaştığı türden bir sessizlik. Konuşmak zorunda olmamanın sessizliği. Yalnızca birlikte olmanın, birlikteliğin. İnsanın yalnızken sessiz kalmaktan rahatsız olmaması gibi.

  18. Bir hayatı deneyimlemeye devam etmek için o hayattan her yönüyle hoşlanmak gerekmiyordu. Hoşlanacağınız bir hayatın mutlaka olduğu fikrinden vazgeçmemek yeterliydi. Aynı şekilde, bir hayattan hoşlanmanız o hayatta kalmanızı da gerektirmiyordu. Ancak daha iyisini hayal edemediğiniz bir hayatta sonsuza kadar kalabilirdiniz ama buna rağmen, denediği her hayat hayal gücünü biraz daha genişlettiği için, deneyimlenen hayatların sayısı arttıkça daha iyisini hayal edebilmenin kolaylaşması da tam bir çelişkiydi.

  19. Hayatını acı çektiği için değil, acıyı dindirmenin bir yolu olmadığına kendini inandırdığı için bitirmek istediğini anlamıştı. Hem depresyonu yaratan şeydi hem de korkuyla umutsuzluk arasındaki ayrımdı bu.

  20. Yalnızca algılayabildiğimiz kadarını biliriz. Deneyimlediğimiz her şey, en nihayetinde, algılayabildiklerimizden ibarettir. Neye baktığın değil, ne gördüğün önemlidir.”

  21. Hayatta ne kadar dürüst olursan ol, insanların ancak kendi gerçekliklerine en yakın olan şeyleri görebildiğini Nora artık anlamıştı.

  22. Esas sorun yaşamadığımız için pişmanlık durduğumuz hayatlar değil. Sorun pişmanlığın kendisi. Müziği anlamak için gelmiş geçmiş bütün müzik eserlerini dinlememiz gerekmiyor.

 

DEĞERLENDİRMELERİM:

 

Konu: Eserde, Nora isimli bir gencin intihar girişiminde bulunduğu esnada Gece Yarısı Kütüphanesi isimli gerçek üstü bir ortamda ölüm öncesinde başından geçen olaylar neticesinde hayatının değişmesi konu edilmektedir.

 

Üslup: Yazar, yalın anlatımı ve genel manada kısa cümle yapıları sayesinde roman türünün gereklerinden birisi olan olay örgüsünü etkileyici bir şekilde inşa etmeyi başarmıştır. Üslup sayesinde verilmek istenen mesajlar bütün okuyucular tarafından net bir şekilde anlaşılabilmekte ve içselleştirilebilmektedir.

 

Özgünlük: Eser, konusu itibariyle gerçek anlamda özgün romanlar arasında sayılmayı kesinlikle hak etmektedir. Gerek barındırdığı felsefi anlamlar, gerek kurgusal yapının sıra dışı bir şekilde temellendirilmesi bu unsurun gereklerini fazlasıyla karşılamaktadır.

 

Karakter: Eserdeki karakter şeması, en başından sonuna kadar gereksiz karakter kalabalığından uzak durmaya özen göstermiştir. Yine de eserin sonunda birçok okuyucunun aklında 3 ya da 4 karakterden fazlası kalmamaktadır. Nora’nın erkek kardeşi Joe, babası, annesi, eski sevgilisi Dan ve tabi ki Kütüphane müdürü Bayan Elm bunların başında gelmektedir. Bu ilk bakışta bir olumlu unsur olarak dikkat çekse de, yan karakterlerin vermiş olduğu mesajların, karakterlerin bölümlerinin çok kısa olması sebebiyle akılda kalmasını zorlaştırıcı bir etki meydana getirmektedir. Buna karşın, bazı karakterler eserde yan karakter olarak kullanılmış olsa da, kısa kesitler barındırmalarına rağmen etkileyici mesajlar vermeyi başarmışlardır.

 

Akıcılık: Eser başından sonuna kadar tek seferde rahatlıkla ve bir solukta okunabilecek bir kitaptır. Bu sebeple kesinlikle akıcı bir kitap olduğu ifade edilmelidir. Ayrıca, sürükleyici bir eser olduğunun da belirtilmesi gerekmektedir. Yalnızca, kitabın özellikle orta bölümlerinde ana karakterin sürekli hayat tecrübesi yaşadığı bölümlerin belirli bir yerden sonra amacı olmadığı hissiyatı sürükleyiciliği kısa bir süreliğine durağanlaştıran bir unsur olarak belirtilmesi gerekmektedir.

 

Genel: Yukarıda belirtilen kriterler uyarınca 10 üzerinden gerçekleştirilen değerlendirmede:

 

Konu: 8

Üslup: 8

Özgünlük: 8,5

Karakter: 7,5

Akıcılık: 8

 

puanlarını alan eserin genel ortalaması  8 puandır. Eser 8 barajını yakalayarak kesinlikle okunması gereken romanlar arasında olduğunu göstermektedir. İçermiş olduğu önemli hayat dersleri ve sürükleyici hikayesiyle roman severler için birebir olarak değerlendirilebilir.

 

(*) : Alıntılarım başlığındaki bütün kısımlar:

GECE YARISI KÜTÜPHANESİ

Yazar: Matt Haig

Yayınevi: Domingo Yayıncılık

Baskı: 22. Baskı – Ağustos 2023

kapakta kullanılan fotoğraftaki kitaptan alıntı olarak kullanılmıştır.

Comentários


bottom of page