YORUMLAR:
Shakespeare'in en ünlü eserlerinden olan Hamlet, Prens Hamlet'in amcasının kral olabilmek için babasını zehirleyerek öldürmesinin ve bu olayın esrarengiz bir şekilde Hamlet tarafından öğrenilerek intikam amacıyla bazı olayların gerçekleştiği trajik bir tiyatro eseridir.
Kralın kardeşi tarafından bir zehirlenme ile suikaste kurban gitmesi ancak gerçeğin farklı bir sebepten gösterilmesi neticesinde, Hamlet babasının yasını tutmaktadır. Fakat olayda, babasının hayaleti ile karşılaşan ve gerçekleri ondan öğrenen Hamlet, amcasına ve babası öldükten yalnızca bir ay sonra amcasıyla evlenen annesine olan öfkesi sebebiyle onları hem bu ithamlarla test etmek hem de gönderme yapmak için bir tiyatro oyunu izleme kapsamında amcasının yaptıklarını oyunda aynen yaşanmış gibi göstermiştir. Bunun üzerine amcası Hamlet'in şüphelerini daha da doğrulamış ve orayı terk etmiştir. Sonrasında ise, annesinin yanına giden ve gerçekler hakkında onunla yüzleşen Hamlet, annesine büyük sözler söylemiş ve onu babasını birden unutmakla, amcası gibi hafif bir erkeğe tereddütsüz şekilde kucak açtığı basit davranmakla itham etmiştir. Tartışmanın alevlendiği bir esnada Kral için odayı dinleyen Polonius'un kendisini belli etmesi sonucunda onu perdenin arkasından tanıyamayan Hamlet kılıçla kendisini öldürmüştür. Olay üzerine, kralın ölümünden sonra Hamlet'in amcasının hikayenin ana kahramanını İngiltere'ye göndermek istemesiyle birlikte yaşananlar da aklındaki intikam fikrini bir an önce gerçeğe geçirmesine sebep olmuştur.
İngiltere'ye sözde çocukluk arkadaşları olan Rosencrantz ve Guildenstern ile gönderilen Hamlet, yolda onları öldürmüş ve Danimarka'ya geri dönerek babasının intikamını almak istemiştir. Bu esnada Polonius'un oğlu Leartes ise, babasının öldürüldüğünü Kral'dan öğrenmiş ve Hamlet'in geri döndüğünü öğrenince onunla düello yapmayı istemiştir. Bu düellonun bir şekilde gerçekleşmesi için bütün çalışmaları yapan ikili, Hamlet'ten kesin olarak kurtulmak için Leartes'in kılıcının ucuna zehir dahi sürmüştür. Böylece düelloda sayı olarak önde olmasına rağmen, kılıcın ucu ile yaralanan Hamlet düelloyu kazansa ve amcasını öldürse dahi kendisi de hayatını kaybetmiştir.
Trajik bir sonla biten ve intikam hikayesi olarak anlaşılan eserin asıl değeri ise, içinde geçen şairane ifadeler ve hayata dair evrensel ve zamansız şekilde barındırmış olduğu öğütlerdir. Notlar kısmında da detaylı bir şekilde görebileceğiniz üzere, insanların çıkarcı davranışlarına, makam mevki için neler yapabileceklerine, iyi insanların dikkatsiz ve saf şekilde davranması neticesinde başına gelebilecek felaketleri de açıkça gözler önüne sermektedir. Bu yönden, neden yüz yıllardır ününden bir şey kaybetmediğini okuyucularına net bir şekilde göstermektedir.
Çevirmenin eklemiş olduğu notlar ise, cevabı belki de hiç ortaya çıkmayacak olsa da, böyle bir başyapıtın azametini gölgeleyecek olan yazarın gerçek kimliğidir. Birçok teorinin ve söylentinin mevcut olduğu yazarın gerçek kimliği ve eserin konusunun özgünlüğü hakkında, bu eserin hem İskandinav mitlerinden bir çalıntı hem de yazarının gerçek Shakespeare olmadığının iddia edildiği görülmektedir. Okuyucuları böylesine değerli bir eserin gerçek sahibinin kim olduğu konusunda meraklandırsa da, diğer taraftan eserin de anonimleşmesi ile farklı bir perspektiften bakıldığında daha da değerli hale gelerek halka mal edildiği görülmektedir.
Son olarak eseri genel olarak tahlil etmek gerekirse, yazarın karakterlerin her birine Hamlet'in bakış açısı ile yaklaşarak adeta bir karakterin zihninden olayları okuyucuya yansıtması gerçeklik açısından daha isabetli olmuştur. Bununla birlikte, ekseriyetle belirtmiş olduğum anlatım biçimi tercih edilse de diğer karakterler ile ilgili de okuyucunun zihninde belirli tanımların yapılabilmesi için gerekli diyalogların hazırlanarak olay örgüsünün karakterlerle bütünleştiği aşikardır. Kaldı ki, Polonius gibi Kral'a yaranma çabası ile birlikte tamamen ona biat etmeyen ve ailesine çok düşkün ancak kurnaz kişilerden birisini canlandıran karakter ile verilen mesajlarda da ders alınması gereken unsurların bulunduğu görülmektedir. Böylece, gerçek hayatta da karşımıza çıkabileceği gibi yanlış kişilerden doğru mesajlar da elde edilebileceği okuyucuya gösterilmektedir.
Yine Leartes karakteri, her ne kadar Kral ile birlikte sinsi bir plan yaparak Hamlet'i alaşağı etmek istese de, eserin sonunda Kral'ın yaptıklarını öğrendiğinde doğru ve düzgün olana yönelme isteği onun yeri geldiğinde hislerine ve duygularına yenik düşerek hata yapan ancak iyi yürekli insanların da olduğunu, insanların iyisi ve kötüsüyle objektif olarak değerlendirilmesi gerektiği mesajını bize belirten bir diğer hayat dersi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu yönüyle de eserin, okuyucuya gerçek hayattan örnekler veren ve uzun yıllar daha köşe başı kitaplarından birisi olarak kitaplıklarımızda yer edinmesi gerektiğini göstermektedir.
NOTLAR:
Leartes: İnsan büyürken eti kemiği büyümüyor yalnız, bu Tanrı yapısı geliştikçe kafanın ve ruhun işi de artıyor içinde. Doğuş üstünlüğünün esiridir kendisi: Sıradan insanlar gibi yaşayamaz. Çünkü bütün devletin rahatı, güvenliği, onun seçeceği yola bağlıdır, bundan ötürü de sınırlıdır seçme özgürlüğü: Başı olduğu gövdenin isteğine, rızasına bağlıdır. (Hamlet hakkında)
Polonius: Kavga etmekten sakın, ama ettin mi de öylesine et ki korksunlar senden. Herkese kulağını ver, sesini verme. Herkese akıl danış, kendi aklını sakla. Kesenin elverdiği kadar iyi giyin, zengin ama gösterişsiz olsun giydiğin. Çünkü kıyafet insanın mihengidir çok kez. Ne borç ver ne de borç al; çünkü borç vermek çok kez hem paranı yitirmektir hem dostunu. Borç almaksa tutum gücünü yıpratır. (Oğlu Leartes'e öğütleri)
Polonius: Elbette! Bu ökseyle avlanır kuş beyinliler! Kanı kaynadığı yaşta insanın, yürek ne yeminler ettirir dile, bilirim. Bu alevler, kızım, çok parlar az ısıtır; daha tutuşurken sönüverir. ( Kızı Ophelia'ya öğütleri)
Hamlet: İnsanın kendisi için de böyledir bu; çok kez bir kusur olur yaradılışında, suçu da yoktur bunda, kendi seçmemiştir çünkü doğuşunu. Olur da, pek aşırı bir öfkeye kapılıp aklın duvarlarını yıkar geçirir, ya da ciğerlerine işlemiş bir alışkanlık gelir berbat eder en güzel davranışlarını. Evet, tabiatından ya da bahtından gelen bir tek kusurla damgalandı mı insan başka değerleriyle bir melek olsa, bir insanın olabileceği kadar büyük olsa, yalnız o kusurundan ötürü düşer insanların gözünden. Bir damla kötülük en soylu varlığı lekeler ve yıkar bile bazen.
Hayalet: Ama sağlam insan, nasıl cenneti de verseler dinlemezse aşağılık cümbüşlerin çağırısını, çürük insan, meleklerle sarmaş dolaş da olsa bıkar göklerdeki yatağından, can atar iğrenç pisliklere... (Hamlet'e annesi ile ilgili söyledikleri)
Hamlet: Evlenirsen şu acı sözü çeyiz diye götürürsün benden: Buzlar kadar el değmedik, karlar gibi temiz de olsan çamur atılmaktan kurtulamayacaksın. Manastıra git. Haydi, elveda! Ama ille de evleneceksen, sersemin biriyle evlen: Çünkü akıllılar sizin kendilerini ne canavara çevireceğinizi bilirler. (Ophelia'ya)
Hamlet: Gerçeği büyütmek ya da küçültmekle bilgisizleri güldürebilirsiniz, ama bu bilenleri üzer; oysa tek bir bilgili dost, bilgisiz bütün kalabalıktan daha önemli olmalı sizin için.
Hamlet: Fakir insana ne diye yaltaklansınlar, bırak, haşmetli budalaların pabucunu yalasın dalkavuk dilleri, ayak öpmenin çıkar sağladığı yerde yalnız, çözülsün dizlerin gevşek bağları!
Gonzago: Sevincin en coştuğu yerde dert en çok yerinir, bir dokunmada dert sevince döner, sevinç dertlenir. Madem bu dünya bile yok olacak bir gün, sevginin bitmesine insan neden üzülsün? Sevgi mi kaderi kovalar, kader mi sevgiyi? Daha kimseler çözmedi bu bilmeceyi. Düşen büyük adamı en sevdiği unutur, yükselen züğürde düşmanları dost olur. Sevgi talihin pelindedir diyecek insan, bunca dost görünce büyüklere kul kurban! Başı darda olan dayanak aramaya görsün, sözde dostları düşman kesilir bütün. (Hamlet'in oyuna eklemiş olduğu pasajı okuyan bir oyuncu)
Hamlet: En acı söz ninni gibi gelir sersemin kulağına. (Rosencrantz'a)
Hamlet: Yediği yerde değil, kendisinin yem olduğu yerde. Oturuma çağrılmış bir sürü politikacı kurt üşüşmüş başına. Kurt dedin mi kralların kralıdır yiyicilikte. Biz bütün başka yaratıkları niçin semirtiriz? Bizi semirtsinler diye. (Polonius'a ilişkin Kral'a izahat verirken)
Hamlet: Süt ninesine bile nice diller dökmüştür bu herif memesini emmezden önce! Zamanımız böylelerine hayran işte, böyle günün türküsünü çağıranlara! Gösterişler, kırıtlmalar altında köpüğe benzer hoş bir beyin. Bununla en parlak, en ince görüşlü insanların ağzından girip burnundan çıkmayı becerirler. Oysa içlerini yoklasanız, bir üfürmede su kabarcıkları gibi patlayıverir neleri varsa. (Kral'ın sözcülerinden olan Osric hakkında) (HAMLET'İN SONU)
Şair olarak yalnız İngiliz şairlerinin değil, bütün İngilizlerin en ünlüsü, en çok bilineni, insan olarak en az bilinenlerindendir. Shakespeare'in bilinen Shakespeare olup olmadığını bile bilmiyoruz. Homeros'un Homeros, Sokrates'in Sokrates olup olmadığı gibi. Yalnız eseriyle var olmak buna derler işte. Hem nasıl var, hem nasıl yok, hem nasıl kendini insanlara vermiş, hem nasıl kendini insanlardan saklamış. Olur şey değil! İngiltere'nin dünyaya oynadığı garip oyunlardan biri de bu. Shakespeare kimsenin bu yaman dramları nasıl yazdığına akıl erdiremediği, kiminin aslında Francis Bacon, kiminin William Stanler, kiminin Roger Manners, kiminin Edward de Vere sandığı birisidir.
1592 Shakespear'in bu yıl Londra'da olduğunu şair Robert Greene'in ona yazdığı bir taşlamadan öğreniyoruz. Bu taşlamada Greene, Shakespeare'i başkalarının yazdığı eseleri kendinin diye göstermekle suçlandırıyor. Eserlerini bir başkasının yazıp, mevkii, şanı şerefi dolayısıyla ortaya çıkmak istemediği için Shakespeare'in adının arkasına saklanmış olacağı kuşkusu da buradan doğmuş olsa gerek. Aileden özellikle babasından gelen bir servet sahibi de olan Shakespeare'in bu gücünü ve ününü kullandığından bahsediliyor.
Hamlet'in trajik hikayesi eski kuzey masallarına bağlanıyor. Bilinen en eski adı 13. yy'dan kalma bir metinde Amiothi imiş. Bir İzlanda kahramanı. Bu kelimenin İskandinav dillerindeki Othi sözcüğü ile ilgisi olduğu sanılıyor. Othi ilkin savaşta azgın, sonra deli anlamında kullanılmış. 12. yy'de Latince yazılıp 1514'te Paris'te yayımlanmış olan Danimarkalı Saxo Grammaticus'un Danimarka Tarihi adlı kitabında da aynı efsaneleşmiş kahramanın deliliğinden söz ediliyormuş. 1580'lerde Belleforest adlı bir Fransız derlemecinin Trafik Hikayelerinde Saxo'nun anlattıkları değişmiş olarak bulunuyor. Bu değişmiş hikaye İngilizce'ye de The Hystorie of Hamlet diye çevriliyor. Hamlet'in kişiliği dışında dramın hemen bütün unsurları bu hikayede var. Düpedüz Hamlet adıyla bir oyunu Shakespeare'den önce Thomas Kyd adında birinin yazdığı ve metninin kaybolduğu da kuvvetli bir ihtimal olarak söyleniyor. (Shakespeare ve Hamlet Üstüne Notlar Son)
DEĞERLENDİRME:
Konu: Eserde, Danimarka Prensi ve tahtın gerçek varisi Hamlet'in amcasının babasına yapmış olduğu bir suikasti sıra dışı bir şekilde öğrenmesi ve buna ilişkin intikam planını uygulaması konu edilmiştir.
Üslup: Tiyatro eseri olması yönünden diyaloglar ile ilerleyen eserde, karakterlerin genellikle kafiyeli cümleler kurması, eserin hem müzikal bir eser ile tiyatroya konu edilmesini hem de özellikle ders verici cümlelerin akılda kalıcı olmasını sağlayan bir unsur olarak göze çarpmaktadır.
Özgünlük: Yazılmış olduğu iddia edilen ve çok daha önceden dahi neredeyse aynı hikayenin konu edildiği söylentisi dikkate alındığında yazılmış olduğu dönemler ve konuların işlenişi sebebiyle kısmen özgün sayılabilse de, günümüzde sıkça karşılaşılması sebebiyle okuyucuda şok etkisi yaratacak kitaplardan denmesi bu kriter bakımından zor gözüküyor.
Karakter: Karakterlerin daima olay örgüsü içerisinde önemli bir yerinin olduğu eserde görülmektedir. Okuyucunun bütün karakterlerden öğrenebileceği bir ders olması da, karakterlerin yalnızca olay örgüsü ve kurgunun tamamlanmasında birer aktör olarak değil aynı zamanda günümüzde karşılaştığımız kişilere doğru bakış açıları ile yaklaşmamıza fayda sağlayan didaktik bir unsur olarak dikkat çekmektedir.
Akıcılık: Kullanılan dil ve diyalogların fazla uzun ve detaylı olmadan yeterli yoğunlukta olması neticesinde eserin sürükleyici olduğu görülmektedir.
Genel: Yukarıda belirtilen kriterler uyarınca gerçekleştirilen 10 üzerinden değerlendirmeden:
Konu: 8
Üslup: 8.5
Özgünlük: 7.5
Karakter: 9.5
Akıcılık: 8.5
puanlarını alan eser, ortalama olarak 8.4 puan alıyor. Yazıldığı iddia edilen dönemden itibaren dahi yüzyıllar geçmesine rağmen hala herkesin kitaplığında olması gereken temel başyapıtlardan birisi olduğunu da belirmek gerekiyor.
(*) : Notlar başlığındaki bütün kısımlar:
HAMLET
Yazar: William Shakespeare
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
kapakta kullanılan fotoğraftaki kitaptan alıntı olarak kullanılmıştır.
Komentarze