top of page
kirmizicantaliavukat

HAYATIN MUCİZELERİ – STEFAN ZWEIG


Stefan Zweig
Hayatın Mucizeleri

YORUMLARIM:

 

Stefan Zweig tarafından kaleme alınan eserde, yaşlı bir ressam ile Meryem Ana’nın portresini çizerken kullanmak istediği Esther isimli Yahudi kız arasında yaşananlar konu edilmektedir.

 

Avrupa’nın Yahudi karşıtlığının yüzyıllardır devam ettiğini işleyen yazar, diğer kitaplarında olduğu gibi Yahudi soykırımına bu eserinde de atıf yapmayı ihmal etmemiştir. Hatta eserin ana omurgasını oluşturan ana karakterlerden birisi Yahudi bir karakter olmasına karşın Hıristiyanlığın kutsal Meryem Ana’sını resmetmek üzere model olarak seçilmiştir.

 

Yaşlı ressamın babasından almış olduğu bir mektup ile yaşadığı şehir Antwerp’e dönerek şehrin katedrali için Meryem Ana portresi çizmesi istenmiştir. Bunun üzerine, birçok kişiyi değerlendiren ressam, kararını Esther isimli, soykırımdan yanında bulunduğu bar sahibi sayesinde kurtulan Esther’i kullanmaya karar vermiştir.

 

Esther, çekingen ve Hıristiyanlara karşı yaşadıkları sebebiyle oldukça önyargılı bir kadındır. İlk başta kendisinin Meryem Ana portresi olarak kullanılacağını öğrendiğinde buna itiraz eder ancak ressam onun yanına sürekli bir bebek vererek Hz. İsa’nın bebekliğini bu şekilde görselleştirmeye çalışmaktadır. Bir süre sonra bebekle ciddi manada bağ kuran Esther, onunla ilgilenmesi neticesinde ressamın o güne kadar yaptıkları arasında en iyi eserini meydana getirmesine vesile olmuştur.

 

Tablo bittikten sonra ise, bebeği tekrar göremeyeceğini öğrenen Esther, bebeğini görmek için artık her gün katedrale gitmektedir. Ancak İspanyollarla yaşanan ve Avrupa’nın bir süre maruz kaldığı din ve taht savaşları sebebiyle katedral içindeki tablo ile yok edilmiştir. Esther ise, tabloyu, daha doğrusu bebeğini korumak için verdiği mücadelede parçalanmış tablonun yanında canını vermiştir.

 

Görüleceği üzere, eserde İslamiyet’ten önceki iki semavi dinden bahsedilmekte ve Avrupa’nın 16. Yydan beri Yahudilere karşı olan tutumlarına daha yakından örneklerle değinilmektedir. Yazar her ne kadar kendisi de Avrupa’nın bu Yahudi karşıtlığından mütevellit birçok hadise ile karşılaşmış olsa da, eserinde iki dini bir araya getirip dostluk mesajı vermek için oldukça özgün bir yöntem bulmuştur.

 

Günümüzde Yahudi karşıtlığı eskisi gibi olmasa da, Avrupa ve batı toplumlarının karşı olduğu birçok din ve etnik toplumun bulunduğu gerçeği, objenin değişerek bu anlayışın sona ermesini sağlayamamıştır. Artık Yahudiler yerine Müslümanlar, Türkler, Araplar ve diğer bazı etnik kökenlere karşı yükselen ırkçı politikaların yine revaçta olduğu bir döneme şahitlik etmekteyiz.

 

Yazarın Yahudi kimliğiyle, İkinci Dünya Savaşı’nda uğranılan soykırımın günümüzde kat ve kat fazlasının Filistinlilere uygulandığını gördüğündeki tepkisini eminim herkes merak ediyordur. Üzerinden 100 yıl bile geçmemiş bir soykırım badiresini atlatan topluluğun, Filistinlilere böylesine acımasız bir şekilde insanlık dışı muameleler yapması ise, akıl almaz bir gerçeklik ile karşı karşıya gelmemize sebep oluyor. Bu şekilde davrandığı sürece Yahudiler, tıpkı ikinci bir Dreyfus davasındaki gerçekliklerle yüzleşmek için kendilerine zemin hazırlamaktan başka bir şey yapmıyor.

 

Hem Avrupa, hem de bu anlayışa sahip toplumların, yaşamış oldukları refahın etkisiyle medeniyet algılarındaki anlayışın değişmediğinin en net kanıtı ise, günümüzde yaşananlardır. Bu anlayış uzun süre de değişecek gibi gözükmediğinden, doğu medeniyetlerinin kendisini tekrar eski günlerine getirmek için çabalayarak hak ettikleri değeri elde etmeleri kaçınılmaz hale gelmiştir.

 

Sonuç olarak eser, Zweig eserlerine meraklı okuyucular için kesinlikle incelenerek üzerine düşünülmesi gereken kitaplardan birisidir.

 

ALINTILARIM(*):

 

  1. Şayet cesur bir adım atarsanız hayatınızın son başarı zirvesinin hemen önünüzde olduğunu bilmekten daha korkunç bir şey yoktur ve sonra yanlış yola saptığınıza dair büyük bir korkuya kapılırsınız, gücünüzü kaybedersiniz, son, en son adımı atamazsınız.

  2. Ona uzun süre gözlerinizi dikerseniz bir köşeye kıvrılıp öyle bir ağlıyor ki yürek dayanmaz, Tanrı acaba bu kızın başına ne dertler açtı diye düşünürsünüz.

  3. Yaşlı adam uzun ve yoğun geçen sürekli resim yapıp fırça üzerine fırça darbesi attığı hayatı boyunca ilk kez gerçekten hiçbir şey bilmediğini anladı. İşlerini gizli saklı yapan o büyülü cinlerin anlatıldığı eski masallar gibiydi, ancak işlerini öyle güzel yaparlardı ki insanlar onların tüm gece yaptıklarını sabah görünce hayretten dillerini yutarlardı.

 

DEĞERLENDİRMELERİM:

 

Konu: Eserde, yaşlı bir ressam ile Meryem Ana’nın portresini çizerken kullanmak istediği Esther isimli Yahudi kız arasında yaşananlar konu edilmektedir.

 

Üslup: Yazarın bütün kitaplarında görülen olay bazlı ve yalın anlatımının bu eserde, özellikle duygu betimlemeleri yönünden daha zengin olduğunun ifade edilmesi gerekmektedir. İki ana karakterin duygusal tasvirleri ile bu tasvirleri bezeyen çevre betimlemelerinin de olay bazlı bir hikaye biçemi ile terkip edilmesinin önemli bir başarı olduğunun ifade edilmesi gerekmektedir.

 

Özgünlük: Eser, vermek istediği mesajı çoğu yazardan farklı olarak oldukça sıra dışı ancak bir o kadar da hayatın içinden bir şekilde okuyucusuna iletmeyi başarmıştır. Bu yönüyle eser, hem özgün, hem de hayatın içinden bir kesit izlenimi uyandırmaktadır.

 

Karakter: Eserdeki karakter şeması, ressam ve Esther üzerine inşa edilmiştir. Kitabın başlarındaki yan karakterler dışında bar sahibi olan yardımcı karakterin ise eserde bir mesaj iletme adına herhangi bir tesiri bulunmamaktadır. Bu hususta en önemli yardımcı karakter olarak hiçbir sözü olmamasına karşın Esther’in poz verirken yanında duran bebek gösterilebilir. Temsil ettiği kişi ve anlayış ile hiç konuşmasına gerek dahi kalmadan anlatılmak istenen mesajlar yazar tarafından bebek vasıtasıyla dile getirilmiştir.

 

Akıcılık: Üslup ve diğer kategorilerde belirtilen hususlar dikkate alındığında eser, akıcı bir anlatıma sahip olmakla birlikte özellikle kitabın sonuna doğru sürükleyici bir anlatımı da kullanmayı ihmal etmemiştir.

 

Genel: Yukarıda belirtilen kriterler uyarınca 10 üzerinden gerçekleştirilen değerlendirmede:

 

Konu: 8

Üslup: 8,5

Özgünlük: 8

Karakter: 8,5

Akıcılık: 8

 

puanlarını alan eserin genel ortalaması 8,2 puandır. 8 barajını dahi geçerek birçok Zweig eseri göz önüne alındığında kesinlikle okunması gereken modern klasiklerden birisi olduğunun da açıkça ifade edilmesi gerekmektedir.

 

(*) : Alıntılar başlığındaki bütün kısımlar:

HAYATIN MUCİZELERİ

Yazar: Stefan Zweig

Yayınevi: Olympia Yayınları

Baskı: 1. Baskı – İstanbul 2019

kapakta kullanılan fotoğraftaki kitaptan alıntı olarak kullanılmıştır.

Comments


bottom of page