YORUMLAR:
Dostoyevski’nin yoksul halk tabakasına dair iki karakterin yazışmalarını işlediği romanı, yazarın ilk edebi eseridir. İki karakter arasındaki yazışmalara dramatik unsurlar oldukça fazla bir şekilde yer verilmiştir. İki ana karakterin sürekli birbirine mektup yazarak ilerlediği eserde, Varvara Alekseyevna isimli genç bir kız ile Makar Devuşkin isimli yaşlı bir katibin uzaktan akrabalık münasebeti ve yakınlıkları sebebiyle aralarında geçen günlük yaşantılarına dair yazışmalar söz konusudur.
Makar Devuşkin uzun süredir memuriyet işinde düzenli bir gelire sahip olsa da, Rus edebiyatındaki diğer eserlerde sıkça dikkat çekilen erkeklerin savurgan ve gamsız tavırlarına sahiptir. Diğer taraftan Varvara Alekseyevna ise, genç azimli ancak bir o kadar da kırılgan bir yapıya sahiptir. Rus edebiyatında kadınlar, özellikle Dostoyevski tarafından maddiyat ve çıkarcı bir yaklaşım sergiler şekilde tanıtılmaktadır. Bu eserde ise, yazar, her ne kadar kitabın başlarından itibaren Varvara’yı klasik Rus kadını tiplemesinden aykırı tutmuş gibi gözükse de eserin sonunda geçimini sağlamak için bir toprak ağası ile evlenmesine karar verdiğini ifade etmiştir.
Makar Devuşkin ise, savurgan ve sorumsuz bir hayat tarzını benimsemiştir. Kendisini kitaplar ve yazılar ile avutan bir kişilik olarak Varvara ile dertleşse de, kendi hayatında yazdığı etkileyici hususları uygulayamayan irade yoksunu bir Rus erkeği tiplemesi görevini bu Dostoyevski eserinde üstlenen karakter olarak gözükmektedir. Görüleceği üzere, yazar, ilk kitabından itibaren bu karakter betimlemelerine başvurmuştur. Yazarın, Rus toplumunu gözlemleme yeteneği dikkate alındığında Rus kültürüne ve yetişme tarzına ilişkin önemli bilgiler elde edilebilmektedir. Dostoyevski’nin sonraki ünlü eserlerinde de bu karakterler genel olarak isim değiştirip aynı kişiliklere bürünmeye devam etmektedir. Bu durumu yazarın, tekdüzeliği olarak değil toplumsal gözlemlerden meydana gelen eserlerinde mecburi bir unsur olarak görmek daha doğru olacaktır.
Sonuç olarak eser, yoksul bir Rus hayatının hem kadınlar hem de erkekler tarafından gözlemlenebilmesi için benzersiz bir niteliktedir. Bununla birlikte kimi yerlerde okuyucu için boğucu ve iç karartıcı konulara uzun uzadıya değinilmesi motivasyon düşürücü bir etki meydana getirebilmektedir. Dostoyevski dönemindeki Rusya’nın gözlemlenmesi ve farklı bir üslup metodu barındırması sebebiyle incelenmesi gerekli bir eser olarak değerlendirilebilir.
NOTLAR (*):
İnsan söylediği bir şeyin aksini yapma ustasıdır.
Çuhna: Fin ve Baltık kökenli kadın ve erkeklerin tamamı için kullanılan küçümseyici topluluk adı. Sadece erkekler için kullanılan çuhonets ve sadece kadınlar için kullanılan çuhonka şeklinde iki sözcük daha vardır.
Mutlu da olsa kederli de olsa hatıra dediğin şey hep acıtır. En azından benim için, yine de bu acıda mutluluk da vardır. Tıpkı sıcak bir günü takip eden nemli bir akşamüstünde çiseleyen bir yağmurun güneşin kavurduğu zavallı ve sıska çiçekleri tazelemesi ve canlandırması gibi, anılar da ağırlaşan, sancıyan, ümitsizliğe kapılan ve kederlenen yüreği tazeleyip canlandırır.
Edebiyat dediğin bir tablodur, yani bir ölçüde aynadır; ifade etme tutkusudur, son derece incelikli bir yergidir, bir ibret öğretisidir ve dahi bir belge niteliğindedir.
Hangisi olduğu önemli değil bazen de bir kitap okurken allem de etseniz kallem de yazılanlar dallı budaklı olduğu için hiçbir şey anlamazsınız.
Bedbahtlık aslında bulaşıcı bir hastalıktır, bu yüzden biz yoksul ve bedbaht insanlar daha fazla yoksulluk ve bedbahtlık bulaştırmamak için birbirimizden uzak durmalıyız.
Yoksullar müşkülpesent insanlardır, Tanrı’nın yarattığı dünyayı bile farklı gözlerle seyreder, her gelip geçeni gözlerinin ucuyla inceler, çekingen bakışlarla etraflarına göz gezdirir ve kendileri hakkında konuşulup konuşulmadığını öğrenmek için her kelimeye kulak kabartırlar.
DEĞERLENDİRME:
Konu: Makar Davuşkin ve Varvara Alekseyeyna isimli iki uzak akrabanın birbirleri ile olan yakın mektup ilişkilerini ve Rusya’daki sıradan insanların yaşamlarını konu edinmektedir.
Üslup: Eserde, klasik bir roman havasından ziyade karşılıklı mektuplar ile adeta iki şahıs arasındaki konuşmalar aktarılmaktadır. Bu açıdan net olarak bir olay örgüsü bulunmuyor gibi gözükse de, bu biçem ile karakterlerin hayatındaki gelişmeler net bir şekilde tasvir edilmiştir. Bu yönüyle eserin özgün bir üsluba sahip olduğu söylenebilir.
Özgünlük: Konusu itibariyle özgünlükten çok uzak olsa da, biçimi itibariyle farklı bir roman tekniğini barındırması açısından önemlidir.
Karakter: İki ana karakter ve 3 yan karakter şeması üzerinde devam eden olay örgüsünde verilmek istenen bütün mesajlar ana karakterler vasıtasıyla verilmiştir. Kimi romanların aksine yan karakterlerin hikayenin akışında etkileri olsa da, düşüncelerine ve kişiliklerine fazla yer ayrılmamıştır.
Akıcılık: Eserin üslubu sıra dışı olsa da, bu husus akıcılık konusunda olumlu bir tesir gösterememiştir. Eserin, birbirini tekrar eden diyalogları bir süre sonra okuyucu için sürükleyiciliği olumsuz yönde etkilemiş ve motivasyon düşmesine sebep olmuştur.
Genel: Yukarıda belirtilen kriterler uyarınca 10 üzerinden gerçekleştirilen değerlendirmede:
Konu: 7,5
Üslup: 8
Özgünlük: 6
Karakter: 7,5
Akıcılık: 7
puanlarını alan eserin genel ortalaması ise, 7,2 puandır. Okunması gereken kitaplar sınırında olan eser, ortalama unsurlar barındırması sebebiyle diğer Dostoyevski eserlerine kıyasla daha sönük olarak değerlendirilebilir. Ancak eserin, yazarın ilk romanı olduğunu da dikkate alarak değerlendirme yapılırsa, en başından itibaren büyük bir yeteneğin ortaya çıkışı olarak nitelendirilebilir.
(*) : Notlar başlığındaki bütün kısımlar:
İNSANCIKLAR
Yazar: Fyodor Mihayloviç Dostoyevski
Basım Tarihi: İstanbul-2020
Yayınevi: Koridor Yayınları
kapakta kullanılan fotoğraftaki kitaptan alıntı olarak kullanılmıştır.
Comments