YORUMLAR:
Tam adı Lionel Andres Messi olan ve günümüzde birçokları ve şahsımca da dünyanın en iyi futbolcusu olarak gösterilen Messi'nin biyografisinin ele alındığı eser, yeri geldiğinde istatistiksel bilgiler ile yeri geldiğinde ise, futbol dünyasının unutulmaz isimlerinin görüşleri ile zenginleştirilmiştir. Fakat eserde Messi'nin 2014 yılına kadarki serüveninden bahsedilmiştir. Yayın tarihinin de o yıllar olması sebebiyle sonraki yıllarda yaşamış olduğu başarılara değinilememiştir. Yine de, birçok yönden bu futbol dehasının geçmişini, çocukluğunu, herkesçe konuşulan hormon tedavisi sürecini, arkadaşları ve özel hayatındaki davranışlarını tespit edip sahaların dışındaki Messi'yi de biraz tanımak isteyenler için güzel bir eser olarak nitelendirilebilir.
Eser her ne kadar doğrudan kronolojik olarak ilerlemese de olay örgüleri ve başlıklar genel olarak tarihsel sıralamaya uygun devam etmektedir. Bu yönden okuyucunun kafasını karıştırabilecek tarih hatalarından kaçınılması muhtemel olacaktır. Diğer taraftan, özel hayatında herkesin tahmin ettiği gibi oldukça utangaç ve yakın çevresine karşı cana yakın olan Messi'nin hayranlarını hiçbir zaman kırmadan onlarla fotoğraf çektirmeyi kabul etmesi ise, bir gün olur da Messi ile denk gelecekler için önemli bir referans olarak belirtilmelidir.
Kitapta fazla bahsedilmeyen ancak sebebinin ise, yine Messi olduğu tahmin edilen özel hayatı; daha doğrusu eşine ve sevgilisine yalnızca birkaç paragraf yer ayrılmıştır. Zaten Messi'nin yıllar süren birlikteliklerinden sonra evlenmiş olduğu eşi ile objektiflere yansımayı sevmediği bilinmektedir. Bu yönden Messi'nin bütün o şan şöhretine rağmen kameralara eşiyle fazla gözükmemesi magazinsel dünyaya girmemeyi başarması ise, diğer ünlülerin bunu kesinlikle isteyerek gerçekleştirdiğinin ise adeta bir kanıtı mahiyetinde değerlendirilebilir.
Messi'nin futboluna dair, yazar her ne kadar birtakım betimlemeler gerçekleştirmiş olsa da, yorumlama kısmında ben bunu denemekten imtina etmeyi tercih edeceğim. Çünkü, birçok sanatta olduğu gibi futbolun da yalnızca bir spor olarak algılanmadığı günümüzde seçkin sanatçıların eserlerinin betimleme ile tasvir edilmesi yerine görülerek hissedilmesini düşünenlerdenim. Kitabı okurken de birçok yerde önemli Messi anlarını okuduktan sonra izleyerek, o andaki bir takım duygularımı tekrar canlandırmama yardımcı oldu diyebilirim. Tam 2004 senesinde başlayan Barcelona macerasının son yıllarına yaklaşmış olan Messi'yi izlemek hala bir zevk olsa da, bu zamanları özleyerek hatırlayacağımız günlerin gitgide yaklaştığını bilmek de bir futbolsever olarak hüzünlenmeme sebep oluyor.
Son olarak, Messi ile ilgili en büyük temennim hak ettiği büyüklüğe ve mertebeye ulaşabilmesi için kendisinin de en çok istediği hedef olan dünya kupasını kazanarak kariyerini noktalaması olacaktır. Böylesine bir oyuncunun Arjantin gibi bir takım ile dünya kupasını kazanamaması büyük bir eksik olarak şu an olduğu gibi bundan sonra da sorun teşkil etmeye devam edecektir.
NOTLAR:
Messi'nin doğru Arjantin-Rosario'da yerel halkın pek çoğu gibi onların da soyunda İtalyan ve İspanyollar vardı. Messi soyadının kaynağı, İtalya'nın Macerata şehrindeki küçük bir kasaba olan Porto Recanati'ydi.
Genç ve teçhizatsız gönüllüler, 1833'te Britanya tarafından işgal edilen Falkland Adaları'nı tekrar hakimiyet altına almak uğruna, ucuz bir vatanseverlik propagandasıyla askere yazılmaya ikna edilmişti. General Leopoldo Galtieri tarafından komuta edilen 2 Nisan 1982 tarihli Rosario Operasyonu, askeri cunta tarafından düzenlenen bir dikkat dağıtma girişimiydi ve halkın dikkatini 1980'de yürürlüğe konan ekonomik programın yol açtığı felaketlerden başka tarafa çekmek amacını taşıyordu. Bu politikalar enflasyonun %90'a çıkmasına, ekonominin her alanında resesyona, hem özel sektörün hem de devletin dış borcunun artmasına, ücretlerde devalüasyona, bilhassa orta sınıfta giderek artan fakirliğe yol açmıştı. Bu savaşta ülkeye geçmişteki dramları unutturmalı ve halk vatanperverlik dalgasına kapılmalıydı ancak Galtieri, Demir Leydi Margaret Thatcher'a karşı hazırlanmış, ne de Britanya ordusunu hesaba katmıştı. Birkaç hafta içinde Britanya ordusu Arjantin'i bozguna uğrattı. Bu felaket, askeri cuntanın devrilmesine ve aynı yıl içinde demokrasinin kutlanmasına zemin oluşturacaktı.
Newell's ve Rosario Central, Rosario halkının desteğini kazanma yarışındaki iki ezeli rakiptir. The Club Atletico Rosario Central 24 Aralık 1889 yılında, demiryollarında çalışan İngiliz işçiler tarafından, The Central Argentine Railway Athletic Club adıyla kuruldu. İlk başkanı, Colin Bain Calder'dır. Daha sonraları, 1903'te kulüp Ferrocarril Central Argentino ve The Buenos Aires Railway ile birleşince adı değişti. O zamandan beri kulübün adı: The Club Atletico Rosario Central olmuştur. Renkleri, mavi ve altın sarısıdır. Newell's ise 3 Kasım 1903'te, Kent doğumlu Isaac Newell'in 1884 yılında Rosario'da yaptırdığı Argentine Commercial Anglican okulunun öğrenci, öğretmen ve mezunları tarafından kuruldu. Efsaneye göre, Latin Amerika ülkelerine ilk meşin topu ve resmi futbol kurallarını tanıtan odur. Okulundaki öğrenciler top oynamaya başladıklarında kulübü kurdular. bunun şerefine, Newell's Old Boys ismi onun ve okulunun adını taşır. Renkleri siyah ve kırmızıdır. Newell's takımı aynı zamanda Messi'nin 5-6 yaşlarında ilk futbol deneyimlerini tattığı kulüp olarak onda her zaman ayrı bir yer edinmiştir.
Messi'nin 13 yaşında Barcelona'ya gitmeden önce teşhis koyulmuş olan büyüme hormonu eksikliği hastalığı tedavisi sebebiyle yaklaşık 100.000 pound civarında bir miktar gerekmekteydi. Messi'nin Barcelona'ya gitmesindeki etkenlerden bir diğerinin de kulübün tedavi masraflarını da üstlenmeyi kabul etmesinin olduğu iddia edilmektedir. Tedaviye başladığı sene olan 1998'de boyu 1.27 olan Messi'nin tedavi sayesinde boyu 1.69 olmuştur.
Messi'nin Barça A takımı ile ilk karşılaşması 2003 yılında bir Porto maçı olmuştur. Maç oldukça sıkıcı ve temposuz geçmiş ve Barça'nın 2-0'lık mağlubiyeti ile neticelenmiştir. Messi, maça 74. dk'de girer. Barça'nın 3. yedeğidir ve Portekiz şöleninin kahramanlarından biri olmak üzere davet edilmiştir. Bu Barça takımıi oyuncu listesini tamamlayabilmek için genç oyuncuları takıma almak durumunda kalır çünkü yabancı oyuncular Euro 2004 elemelerinde ya da dostluk maçlarında oynamak üzere milli takımlarına çağrılmıştır. Bu gençler arasında; Jorquera, Oscar Lopez, Oleguer, Marquez, Fernando Navarro, Xavi, Ros, Santamaria, Gabri, Luis Garcia, Luis Enrique, Exposito, Thiago, Jordi, Oriol Riera ve Messi vardır. Messi o tarihte 16 yaşındadır.
Barça ile ilk resmi lig maçına ise bir yıl süren tartışmalı bir süreç sonrasında 16 Ekim 2004 tarihinde Espanyol karşısında çıkmıştır. Deco'nun yerine sahaya girmiştir. 1 Mayıs 2005'te ise Nou Camp'ta skor tabelası maçın bitimine 3 dk kaldığını gösterirken Barça Albacete karşısında 1-0 yenik durumdadır. Frank Rijkaard Eto'o'yu oyundan alıp Messi'yi alır ve santrafor mevkiine koyar. 17 yaşındaki genç yıldız Ronaldinho'dan aldığı asist ile ilk lig golünü atmış olur. Bu gol ile kulübün tarihinde bir lig maçında gol atan en genç oyuncu olmuştur. Ancak bu rekor 20 Ekim 2007'de Bojan Krkic'in Villareal'e attığı golle sonradan kırılmıştır. A takımında iyi mücadele etse de o sezon Messi, çok az forma şansı elde etmiştir.
2003 yılında ise Messi, henüz 16 yaşındayken Adidas gibi çokuluslu bir şirket tarafından Nike ile karşı karşıya gelmek pahasına kovalanıyordu. Nike ile sponsorluğu bulunan Messi ve Barça'nın kontratı bitmeden Messi'nin babası Jorge bir iyiniyet mektubu imzalamıştır. Ardından ise ortalık karıştı. Bir anlaşmaya varamadan aylarca Nike ile pazarlıklar devam etti. Adidas müdahil olduğunda ise hem para anlamında hem de Almanya'daki Dünya Kupası'nı temsilen ilgi çekici bir teklif sunuldu ve Ocak 2006'dan 2010'un sonuna kadar sürecek bir sözleşme imzalandı. Messi Adidas predator kramponunu ilk kez giyip Copa Del Rey'de Zaragoza'ya gol atınca Nike, "Messi'nin bizimle anlaşması var ve bu anlaşmanın gereklerini yerine getirmesi için elimizden geleni yapacağız" diye tehditte bulunmuştur. Konu mahkemeye taşınınca hakim ABD firmasının haklarını ihlal etmemek için Leo'nun Nike ekipmanları ile oynaması yönünde karar vermiştir. Ancak nihai karar ise, Messi'nin Nike'a karşı bir sorumluluğunun olmadığı yönünde tecelli etmiştir. Adidas'ın Messi sayesinde en çok sattığı ülkeler Latin Amerika, İspanya ve Asya özellikle de Japonya'dır. Messi'nin minyon olması sebebiyle Japonlar kendilerini onunla özdeşleştirmişlerdir.
Messi'nin Getafe'ye atmış olduğu meşhur Maradona golü olarak adlandırılan golünün analizleri gerçekleştirilerek Leo'nun golü atmasının 12 saniye sürdüğü, Maradona'nın ise 10.8 saniyede sonuca ulaştığından Leo'nun koşu mesafesi olan 60 metreye karşılık Diego'nun 62 metre kat ettiği, Leo'nun topa 13 defa dokunmasına karşın Maradona'nın 12 defa dokunduğu ve son olarak Messi'nin 5 kişiyi çalımlamasına karşın Maradona'nın 6 kişiyi çalımladığına kadar birçok istatistik çıkarılmıştır. Bu iki golün kıyaslanmasına ilişkin Maradona ise "Bu karşılaştırmayı yapanlar abartıyorlar. Çok abartmışlar. Öncelikle benim golüm Messi'ninkinden çok daha güzel. Dahası, ben o golü Dünya Kupası'nda, daha önce dünya şampiyonu olmuş İngilizlere çeyrek finalde attım. Leo ise, İspanya'nın Copa Del Rey turnuvasında Getafe'ye. İkisi aynı şey değil" demiştir.
Yine aynı sezonda Messi, bu sefer de Espanyol'a Maradona'nın İngiltere'ye atmış olduğu bir diğer gol olan Tanrı'nın elini de tekrar canlandırmıştır. 22 Haziran 1986'da Maradona kendisinden 15 cm uzun olan Peter Shilton'ı aşar. Messi ise, sıçrayışıyla kendisinden 19 cm Carlos Kameni'nin üstünden topu eliyle dokunarak aşırtır. Maradona o maçtan sonra "Tanrı'nın eli Diego'nun elidir. Aynı el maçı İngiltere'den çalmıştır." demiştir. Messi ise "Gol bize bir şey kazandırmadı, sadece bir puan" demekle yetinmiştir.
Messi'nin A takımı ile ilk sezonu olan 2004-2005 sezonunda sekiz maçta tek bir golü vardır. 2005-06 sezonunda ise 23 maçta 7 gol; 2006-2007 sezonunda La Liga ile Şampiyonlar Ligi arasındaki 31 maçta 15 gol; 2007-2008 sezonundun ilk yarısındaki maçlarda 8 gol; Mart 2007'deki Madrid maçında hat-trick yapmasının ardından 22 maçta 21 gol. Ancak bu sayılar Messi'nin gerçek potansiyelini göstermek için yeterli değildir.
Messi'nin saniyede 4.5 adım atması, 9 Eylül 2007'de Rieti'de 100 metreyi 9.74 saniyede koşarak dünya rekoru kıran Jamaikalı Asafa Powell'ın 4.4'lük derecesiyle kapışacak düzeydedir.
Barcelonalı Pique Messi hakkında "Onunla 14 yaşında tanıştığımızdan beri hiç değişmedi. Kendisinin en iyi olduğunu asla düşünmez, ancak hepimizin gözünde en iyinin kendisi olduğunu bilir." demiştir.
Jose Cruz, 2009 yıllarındaki Guardiola'nın Barça'sı için "Messi'siz Barcelona dünyadaki en iyi takım; Messi oynadığında ise artık onlar başka bir galaksiden" demiştir. Bu sözü özellikle Messi'nin o sene Pekin Olimpiyatlarında ligler ve şampiyonlar ligi elemeleri sürecinde takımı Barcelona'yı yoğun tartışmalar ve CAS'a kadar giden süreçler neticesinde olimpiyatlara katılması sonrasında yine olumlu sonuçlar alan takım için söylenmiştir.
Messi'nin 2010 senesinde Bal'on Dor kazanması sonrası Maradona Messi'nin zaferi ile ilgili "Onlar dünya şampiyonu olabilirler ama dünyanın en iyi oyuncusu bizde" demiştir. Messi'nin o sene Bal'on Dor'u kazanması ödüle aday gösterilen iki diğer takım arkadaşı olan İniesta ve Xavi'nin ülkesi ,2010 Dünya Kupası Şampiyon'u, İspanya'da büyük bir tepki ile karşılanmıştır.
DEĞERLENDİRME:
Konu: Messi'nin biyografisi niteliğindeki eserde yıldız futbolcunun çocukluğundan 2013 yılına kadar geçirmiş olduğu süreç ele alınmış ve birçok alandan incelenmiştir.
Üslup: Yazarın üslubu eser için oldukça akıcı bir etki bırakmakla birlikte eserde, birçok futbol duayeninden alıntılar yapması ve bir kısmı ile de röportajlar gerçekleştirmesi, eseri basit bir biyografi kategorisinden çıkarmayı başarmıştır.
Özgünlük: Eserin niteliği itibariyle özgünlük kriteri bu değerlendirmede dikkate alınmayacaktır.
Karakter: Eserdeki karakterler, biyografi kitabı olması icabıyla Messi'nin akrabaları olsa da, birçok futbol insanının görüşleri ve sözlerinden de yararlanılması sebebiyle karakter yönünden olumlu bir fikir ve zenginlik intibası bırakmayı başarmıştır.
Akıcılık: Yazarın, bölümleri yeterli uzunlukta ve metinleri fazla uzatmayıp tekrara düşmeden oluşturması sebebiyle okuyucu için akıcılık unsuru yönünden başarılı bir eser meydana gelmiştir.
Genel: Belirtilen kriterler uyarınca 10 üzerinden gerçekleştirilen değerlendirmede;
Konu: 7.5
Üslup: 8
Karakter: 7.5
Akıcılık: 8
puan alan eser, genel olarak ise 7.7 puan alarak okunması tavsiye edilen kitaplar kategorisine girmektedir. Özellikle futbol meraklıları için kesinlikle okunması gereken bir eser olduğu da ifade edilmelidir.
(*) : Notlar başlığındaki bütün kısımlar:
GALAKSİNİN YILDIZLARI - MESSİ
Yazar: Luca Caioli
Yayınevi: Martı Yayınları
Baskı: 1 .Baskı – Kasım 2013
kapakta kullanılan fotoğraftaki kitaptan alıntı olarak kullanılmıştır.
Comments