top of page

MUTLULUK BİLİMİ AKIŞ - MİHALY CSİKSZENTMİHALY



YORUMLAR:


Yazarın uzun süren çalışmaları sonucunda meydana gelen eser, akış tabirini geçmişten gelen bilimsel açıklamaları ile insanın mutlu olup hayatından haz alabilmesi için kendisini yaşadığı ana olabildiğince kaptırması gerektiğini detaylı gerekçeleri ile ifade etmektedir.


Eserin özellikle başlangıcında değinilen akademik bilgilendirmeler ve yazılış amacı okunduğunda yazarın, kişisel gelişim kitabı meydana getirme niyetinin olmadığı açıkça anlaşılıyor. Bu sebeple hayatın gerçekleri ile ve sorunlarla başa çıkılırken neler yapılması gerektiğine dair bir nasihatler kitabından ziyade, yapılan ve yapılması zorunlu olan günlük hayatımızdaki eylemelerden nasıl zevk alınacağına ilişkin hususlar dile getiriliyor.


Bu yönüyle özellikle başlangıç kısımlarında merak uyandırsa da, eserin metodolojik olarak, anlatımında tekrarlara düşmesi ve anlatım sırasında kimi zaman çelişkiler içermesi vermek istediği mesajın kimi zaman önüne geçiyor. Bununla birlikte, akış eyleminin özellikle haz almak üzerine hedeflenmiş olması da, hayat gayesi belirlemek yönünden kitabın tek başına referans alınmaması gerektiği gerçeğini gözler önüne seriyor.


Akış eylemine kapılarak günlük hayatımızda sevmediğimiz bir işten dahi keyif alınmasının yöntemine değinilen eserde, bu akışın eylem esnasında ya işin sonrasında sevilen bir aktivite ile ödüllendirilmesinin düşünülerek yapılmasını ya da sevilen bir eylem yapılıyormuşçasına hissedilen duygular ile gerçekleştirilmesini ifade ediyor. Böylece hiçbir zaman çalışmak zorunda olmadan günlük hayatımızdaki monotonlukla başa çıkma konusunda önemli mesajlar barındırıyor.


Notlar kısmında da belirtilen, bağımlılık yapan aktivitelerin temeline değinilen eserde, bu bağımlılığa sebep olan duygunun keşfedilerek, günlük hayatımızdaki işlere de sirayet ettirilmesi aşamasında bir ödül olarak canlandırılması gerektiğinden bahsediliyor. Ancak her bağımlılığın da genel manada ödül olarak belirlenmemesi gerektiği, bu aşamada fayda-zarar ilişkisi bakımından bizim lehimize olacak bir tercih ile dikkate alınması gerekiyor.


Sonuç olarak, genel manada tek bir odak noktasına sahip olan eserin, günlük yaşantımızda kullanılabilmesi muhtemel birçok yönü ile akış hissiyatımızı daha fazla aktivitemizde deneyimleme şansını bize verebileceği fark edilebiliyor. Bu sebeple özellikle pandemi sürecinde geçmiş ve geçecek olan zamanımızın daha verimli değerlendirilmesi bakımından incelenmesi ve düşünülmesi gereken bir kitap olduğunu belirtmek gerekiyor.


NOTLAR (*):


  1. Cinsel ilişkinin zevki de aynı biçimde vücudun üremesi ve böylece genlerin devamlığını sağlaması için programlamanın pratik bir yöntemidir. Bir erkek bir kadına fiziksel olarak çekildiğinde, ya da tam tersi, genellikle bu isteğinin bunu düşündüğünü varsayarsak kendi kişisel ilgisinin bir ifadesi, kendi amaçlarının bir sonucu olduğunu zanneder. Gerçekte, çoğu zaman ilgisi sadece kendi planlarının ardından giden görünmez genetik kod tarafından manipüle edilir.

  2. Bilinç kendi kendini yönetir. Diğer bir deyişle, bilinç kendi genetik talimatlarını yok sayma becerisini geliştirmiştir ve kendi bağımsız davranış biçimini ortaya koyar.

  3. Bilinci olumsuz yönde etkileyen ana güçlerden birisi psişik düzensizlik yani var olan niyetlerle çelişen bilgi veya bunları gerçekleştirirken dikkatimizi dağıtan şeylerdir.

  4. Temel kalıp her zaman aynıdır: Kişinin hedefleriyle çekişen bir bilgi bilince çıkar. Bu hedefin öz için ne kadar merkezi olduğuna ve bu hedefe karşı tehdidin ne kadar ciddi olduğuna bağlı olarak dikkatin bir miktarı tehlikeyi yok etmek için harekete geçirilmelidir ve bu da diğer meseleler için daha az dikkat harcanmasına neden olur.

  5. Hazzın ögeleri olarak, deneyim genelde tamamlama şansımız olan görevlerle karşılaştığımızda olur. İkincil olarak, yaptığımız şeye odaklanabiliyor olmalıyız. Üçüncü ve dördüncü olarak, konsantrasyon genelde mümkündür çünkü gerçekleştirilen görevin net hedefleri vardır ve anında geri bildirim sağlar. Beşincisi kişi, kendisini günlük hayatın endişe ve hayal kırıklıklarından uzaklaştıran derin ama kolay bir ilgi içinde hareket ettirir. Altı, haz veren deneyimler insanların eylemleri üzerinde bir kontrol hissetmesine neden olur. Yedi, kişinin kendisi üzerine endişeleri kaybolur ama paradoksal biçimde akış deneyimi bittikten sonra öz hissi daha güçlü biçimde ortaya çıkar. Son olarak, zamanın nasıl geçtiği hissi değişir; saatler dakika gibi gelir ve dakikalar saatler gibi gelebilir.

  6. Rekabet sadece işinin becerilerini mükemmelleştirme aracı olduğunda haz verir; kendi başına bir amaç olduğunda artık eğlenceli değildir.

  7. Optimum deneyime akış adını verdik. Bu kısa ve sade isim görünüşte çaba sarf edilmeyen hareket hissini açıklıyor. Akışın amacı bir zirve veya ütopya aramak değil akış içinde kalmak, akmaya devam etmektir. Bu ilerlemek değil sürekli olarak akmaktır; akışı devam ettirmek için ilerlersiniz.

  8. Bazı insanların sürekli olarak güvene ihtiyaç duyan kırılgan özleri vardır ve onlar için önemli olan tek bilgi rekabetçi bir durumda kazanmaktır.

  9. İnsanların hoşlandığı şey kontrolde olma hissi değil zorlu durumlarda kontrol uygulayabilme hissidir. İnsanın koruyucu rutinlerin sağladığı güvenliği terk etmeye istekli olmadan kontrol hissi yaşaması olası değildir. Ancak şüpheli bir sonuç ortada olduğunda ve insan bu sonucu etkileyebildiğinde gerçekten kontrolde olup olmadığını anlar.

  10. Akışta kişi elinden gelenin en iyisini yapmaya zorlanır ve sürekli olarak becerilerini geliştirmek durumundadır. O anda bunun öz için ne anlama geldiğini düşünmeye fırsatı yoktur özünün farkında olursa deneyim çok derin olmaz. Ama sonrasında, aktivite bittiğinde ve öz farkındalığın geri dönme şansı olduğunda, kişinin üzerine düşündüğü özü, akış deneyiminden önce var olanla aynı öz değildir: Şimdi yeni beceriler ve yeni başarılarla zenginleşmiştir.

  11. Ototelik deneyimlere yönelik yollar bulamayan kişilerin şiddet ve suça çekilmesi olasıdır, çünkü toplumun büyük bir kısmı, motivasyon sağlayacak anlamlı güçlüklerle yeterince karşılaşmamakta ve bunlardan fayda sağlamak için gerekli becerilere sahip olamamaktadır.

  12. Öğrenilmesi gereken görev diğer insanların hayatlarından haz alma şanslarını yok etmeden kendi günlük hayatınızdan nasıl haz alacağınızı öğrenmektir.

  13. Bilinç genişletilemez; tüm yaptığımız şey içeriğini karıştırmaktır. Bu da bir şekilde bilincin genişletildiği izlenimini yaratır. Ancak yapay olarak tetiklenen değişimlerin çoğunun bedeli genişletmemiz gereken bilinç üzerindeki kontrolümüzü kaybetmemizdir.

  14. Akışı yaşamanın önündeki daha az güçlü olan bir diğer genel aşırı öz farkındalıktır. Sürekli olarak diğer insanların onu nasıl algıladığından endişe eden, yanlış izlenim yaratmaktan veya uygunsuz bir şey yapmaktan korkan insan hazdan kalıcı olarak mahrum olur. Aşırı benmerkezci insanlar da öyledir. Benmerkezci kişi genelde kendisinin farkında değildir, bunun yerine her bir bilgi parçasını sadece kendi isteklerine göre değerlendirir. Böyle bir insan için her şey kendiliğinden değersizdir.

  15. Bazı insanların daha iyi kas koordinasyonuyla doğması gibi bazı kişilerin de bilinci kontrol etmede genetik bir avantajla doğmuş olmaları olasıdır. Böyle insanlar dikkat bozukluklarına daha az meyilli olabilir ve akışı daha kolay yaşayabilirler.

  16. Terslikler bizi durdurmakla tehdit ettiğinde, psişik enerjiyi harcamak için dış güçlerin menzili dışında yeni bir yön bularak kontrolü yeniden sağlamalıyız. Her arzu boşa düştüğünde bile insan yine de özünü düzenlemek için çevrede anlamlı bir hedef aramalıdır. Sonra o insan nesnel olarak köle olsa bile öznel olarak özgürdür.

  17. Hayatta kalanların en önemli özelliklerinin çıkarcı olmayan güçlü bir amaca sahip olmak veya kendine odaklı olmayan bireyselcilik olduğu sonucuna varılmıştır. Bu özelliğe sahip insanlar her koşulda ellerinden gelenin en iyisini yapmaya eğilimlidirler ama temel olarak kendi çıkarlarının peşine düşmekle ilgilenmezler.

  18. Temel olarak kendi özlerini korumak konusunda endişelenen narsistik kişiler dış koşullar tehdit edici hale geldiğinde altüst olurlar. Ardından gelen panik, yapmaları gereken şeyi yapmalarını engeller; dikkatleri bilinçte düzeni tekrar sağlamak için içe odaklanır ve dışarıdaki gerçeklikle baş etmeye yetecek kadar dikkati kalmaz.

  19. Birbirlerinin arkadaşlığında yeni zorluklar keşfetmedikçe ve ilişkiyi zenginleştirmek için uygun becerileri öğrenmedikçe partnerlerin birbirinden sıkılmaması imkansızdır. Haz vermesi için bir ilişkinin daha karmaşık olması gerekir.

  20. Sanskrit dilinde yoga; kısıtlama, boyunduruk altına alma anlamına gelir ve bu kelime yöntemin önce vücudun çeşitli kısımlarını birbiriyle birleştirme ve sonra da vücudu bir bütün olarak bir bilinçle birlikte düzenli bir sistemin parçası haline getirerek kişiyi tanrı ile birleştirme amacını anlatır.

  21. Bugün walkmanler ve müzik setlerinden dökülen müziğin büyük kısmı bener bir ihtiyacı karşılar. Gün içinde değişen kırılgan kişiliklerine yönelik bir tehditten diğerine kaçan gençler, özellikle bilinçlerinde düzeni yeniden sağlamak için sesin sakinleştirici kalıplarına ihtiyaç duyarlar.

  22. Aşk, kalp için neyse iştah da mide için odur. Mide duyguların büyük orkestrasını yöneten ve canlandıran şeftir.

  23. Püritenlerin yani sofuların zevke güvenmemesinin nedeni, genetik olarak arzulamak için programlandıkları şeylerin tadını alırlarsa insanların daha fazlasını isteyeceğine ve bu arzularını yerine getirmek için günlük hayatın gerekli rutinlerine ayırmaları gereken zamandan çalacaklarına dair haklı korkularına dayanır. Ama bastırmak erdemin yolu değildir. İnsanlar korku yönünden kendilerini kısıtladıklarında hayatları da zorunlu olarak küçülür. Katı ve savunmacı olurlar ve özleri büyümez. Disiplin sadece özgürce seçilebildiğinde hayattan zevk alınabilir ve hala mantık sınırları içinde kalabilirsiniz.

  24. Hikayeleri, şiirleri, şarkı sözlerini, beyzbol istatistiklerini, kimyasal formülleri, matematiksel işlemleri, tarihleri, kutsal metinler ve bilgece denklemler ezberleyebilen bir insan bu tür bir beceriyi geliştirmemiş birine kıyasla birçok avantaja sahiptir. Böyle bir insanın bilinci, çevrenin sağladığı ve sağlamadığı düzenden bağımsızdır. Diğerleri zihinlerinin kaosa sürüklenmesine engel olmak için bir dış uyarıcıya tvyi okumak, sohbet veya uyuşturucu ihtiyaç duyarken belleği bilgi kalıplarıyla dolu insan otonomdur ve kendi kendine yeter.

  25. Son iki yüz yıldaki faydacı ideolojiler bizi konuşmanın temel amacının faydalı bilgiyi iletmek olduğuna ikna ettiler. Bu nedenle, şu günlerde pratik bilgi ileten kısa sohbetlere değer veriyoruz ve geri kalan her şeyi zaman kaybı olarak görüyoruz. Sonuç olarak, insanlar anlık ilgi ve özelleşmenin dışında birbirleriyle neredeyse konuşamayacak duruma geldiler.

  26. İçsel nedenlerle yazmak kesinlikle zaman israfı değildir. Öncelikle yazmak zihne ifadenin disipline edilmiş bir aracını sağlar. Yazarların akışı yaşamasının tek yolunun, coşkuyla hareket edebildikleri bir sözcükler dünyası yaratmak ve sorunlu bir gerçekliği zihinden silmek olması olasıdır.

  27. İnsanla ilgili birçok kurumun ortak kaderi, evrensel bir soruna yanıt olarak ortaya çıkıp nesiller sonra kuruma özel sorunların asıl hedefe baskın çıkmasıdır.

  28. Fiziksel veya zihinsel aktivitelere kendimizi adama seviyemize dair tavrımızı tanımlayan iki sözcük vardır. Bunlar amatör ve heveslidir. Bugünlerde bu etiketler biraz aşağılayıcıdır. Bir amatör veya hevesli, yeterli olmayan, çok ciddiye alınmaması gereken ve performansı profesyonel standartlardan düşük olan kişidir. Ama asıl olarak amatör Latince amare “sevmek” fiilinden gelir ve yaptığı işi seven kişi anlamındadır. Benzer biçimde dillettante Latince delectare, bir akticiteden zevk alan kişi anlamına gelir.

  29. Amatör bilim insanı olmanın amacı, kendi sahalarındaki profesyonellerle rekabet etmek değil zihinsel becerileri geliştirmek için sembolik disiplini kullanmak ve bilinçte düzen yaratmaktır. Bu seviyede amatör alim kendi başına kalabilir ve hatta profesyonel akranından daha etkili bile olabilir.

  30. Tam teşekküllü bir hastanede ameliyat yapan beyin cerrahı da çamurda ilerlemeye çabalayan köle işçi de ağır yükün altında çalışıyordur. Ama cerrahın her gün yeni şeyler öğrenme şansı vardır ve her gün kontrolün kendisinde olduğu ve zor görevleri gerçekleştirebileceğini öğrenir. İşçi her gün aynı yorucu hareketleri yapmaya zorlanır ve öğrendiği şey çoğu zaman kendi çaresizliğidir. Bu sebeple işle ilgili Thomas Carlyle ”İşini bulan kutsanmıştır; başka kutsanmışlık istemesin” demiştir.

  31. Amerikan hayatının en büyük israfı eğlencenin müsrifçe kullanılmasından kaynaklanıyor.

  32. Gelecek yalnızca eğitimli insanın değil, boş zamanını akıllıca kullanmayı öğrenmiş eğitimli insanındır.

  33. İnsanların hayatta kalması içgüdüden çok bilgiye bağlı olmaya başladığında öğrendiklerini karşılıklı olarak paylaşmaktan daha çok fayda sağladılar; bu tür koşullar altında yalnız olan birisi bir idiot(aptal) oldu ve bu Yunancada “yalnız insan” yani bir diğerinden öğrenemeyen kişi anlamına gelir.

  34. Yalnız olmak, diğerleri varken gerçekleştirilemeyecek hedefleri gerçekleştirmek için bir fırsat olarak görülüyorsa o zaman insan yalnız hissetmek yerine yalnızlıktan zevk alır ve bu arada yeni beceriler edinebilir.

  35. Ototelik özü olan ve olmayan insanlar arasındaki temel farklılıklardan birisi, ototelik özü olan kişinin peşinden gittiği hedefi bizzat seçen kişi olduğunu bilmesidir. Yaptığı şey rastgele veya belirleyici dış güçlerin sonucu değildir.

  36. Eylem için bir sistem seçtikten sonra ototelik kişiliği olan bir insan yaptığı işe derinden dahil olur. İster dünya etrafında durmadan bir uçağı uçurmak, ister akşam yemeğinden sonra bulaşıkları yıkamak söz konusu olsun dikkatini elindeki göreve harcar. Bunu başarılı bir şekilde yapmanın yolu; insanın fırsatları sahip olduğu becerilerle dengelemeyi öğrenmesinden geçer.

  37. Dikkat dağılmasının en yaygın kaynağı olan ve sürekli kendi duygu, düşünce ve davranışlarına odaklı olmak ototelik bir insan için sorun değildir. Bu bireyler nasıl iş çıkardığına, dışarıdan nasıl göründüğüne dair endişelenmek yerine tam olarak amaçlarına adanmıştır.

  38. Ototelik bir öze sahip olmanın -hedef belirlemenin, beceri geliştirmenin, geri bildirime karşı hassas olmanın, nasıl konsantre olacağını bilmenin ve dahil olmanın- sonucu, kişinin objektif koşulların kötü ve sert olduğu durumlarda bile hayattan zevk alabilmesidir.

  39. Gerçek inanan her zaman haklı olduğunu, seçilenler arasında olduğunu kanıtlamak adına geri bildirimi saptırabilir. Yaşamı her şeyi kapsayan bir akış aktivitesi içinde birleştirmenin muhtemelen en tatmin edici yöntemi idealistik olandır.

  40. Her hedefi ir dizi sonucu göze almayı gerektirir ve insan bunları hesaba katmaya hazırlıklı değilse hedef anlamsızlaşır. Hedefler iyi seçilmişse ve zorluklara rağmen onlara sadık kalma cesaretimiz varsa çevremizdeki eylemlere ve olaylara o kadar çok odaklanırız ki mutsuz olmaya zamanımız olmaz. O zaman hayatın hengamesinde her düşünce ve duyguyu uyumlu bir bütüne uyduran doğrudan bir düzen hissi yaşarız.

  41. İnsanın hayatına yön veren kararlarda önemli olan yaşanan travma değildir. Önemli olan, insanın acıya kattığı yorumdur.

  42. İlahi Komedya’da Dante 3 azgın hayvan tarafından ormanda takip edilir. Bunlar bir aslan, bir başak ve bir dişi kurttur; bu hayvanlar pek çok şeyin yanı sıra hırs, şehvet ve açgözlülüğü temsil eder. Dante, bunlardan bir tepeye tırmanarak kaçmaya çalışır. Ama canavarlar yaklaşmaya devam ederler ve bir çaresizlik anında Dante ilahi güçten yardım ister. Duasına bir hayalet tarafından yanıt verilir ve bu hayalet Dante tarafından akıl hocası olarak kabul edilir. Hayaletin adı Virgil’dir ve Dante’ye güven vermeye çalışırken ona: İyi haberin, karanlık ormandan bir çıkış yolunun olmasıdır. Kötü haber ise, bu yolun cehenneme gidiyor olmasıdır. Cehennemin içindekiler, asla bir hedef seçmeyenlerin acılarına ve hayattaki amaçları entropiyi arttırmak olan günahkarlıkların daha da kötü kaderlerine tanıklık ederek yavaşça ilerler. (Kitabın Sonu)

  43. Davranışı yönlendirmede hedeflerin önemi büyük oranda görmezden gelinmiştir. Bazı istisnalar haricinde, insanların geliştirdiği hedef hiyerarşilerinin, yaşam boyunca kararlarını belirlediğine inanan Alfred Adler ve daha basit ihtiyaçlar giderilince eylemleri yönlendirmede hedeflerin etkili olmaya başladığına inanan ABD’li psikologlar vardır.

  44. İnsanların çoğunlukla yaptıkları şeyi hedeflerine ulaşmak için yaptıklarını iddia etmiyorum; ama bunu yaptıklarında davranışları bilinçli olarak seçilmiş hedefler tarafından motive edildiği için diğer türlü yaşayamayacakları bir kontrol hissi yaşarlar.

  45. Yapılan araştırmalara göre, aktivitelerin bir insana yeterlilik, etkinlik veya otonomi hissi verdiği için zevk uyandırdığı sonucuna ulaşılmıştır.

  46. Daha orijinal ressamlarla, orijinal olmayanlar arasındaki fark; birinciler resim yapmaya başarmak istedikleri şeye dair genel ve belirsiz bir fikirle başlarken, ikincilerin zihinlerinde net bir şekilde canlandırdıktan sonra resme başlamasıdır. Bu nedenle orijinal ressamlar ne yapacaklarını yaparken keşfetmek zorunda kalırlar ve yeni yaklaşımlar için gelişen eserden geri bildirimler kullanırlar. Daha az orijinal ressamlar sonunda kafalarındaki resmi çizerler ve bunun da gelişip iyileşme şansı yoktur. Ama açık uçlu sürecinde başarılı olması için orijinal ressamın neyin iyi sanat olduğuna dair içselleşmiş bir kriteri olmalıdır, böylece gelişen resimde doğru öğeleri seçebilir.

  47. Morphy ve Fischer isimli yüz yıl arayla yaşamış iki satranç şampiyonu arasındaki benzerlikler gerçekten çarpıcıdır. Paul Charles Morphy genç yaşta satranç şampiyonu oldu, 22 yaşındayken Avrupa’yı gezdi ve ona karşı oynama cesareti gösteren herkesi yendi. New York’a döndükten sonra potansiyel rakipler onun karşısında oynanmayacak kadar iyi olduğunu düşündü ve onunla avantajlı koşullarda bile oynamayı kabul etmediler. Tek akış kaynağı elinden alınan Morphy, münzevi bir adam oldu ve paranoya belirtileri göstermeye başladı. Benzer senaryoyu Fischer da yaşamıştır. Bu tür rastlantılar için iki açıklama dizisi vardır. Birincisi, kırılgan psişik düzenlemesi olanların büyük oranda satranca çekilmesidir. Diğeri, ok rekabetçi seviyelerde satrancın psişik enerjinin tamamını gerektirmesi ve bağımlılık yapıcı olmasıdır. Bir oyuncu şampiyon olunca ve bu kadar dikkatini harcadığı şeyde aktivitenin zorluklarını tüketince yolunu kaybetme riski çok yüksektir çünkü bilincine düzen veren hedef artık anlamlı değildir.

  48. Bizim karmaşıklık modelimiz bakımından bir grup içinde özünü kaybeden kişiliksizleşmiş bir insan bütünleşmiş ama farklılaşmıştır. Böyle bir insan bilincin kontrolünü bir gruba devreder ve kolayca tehlikeli davranışlarda bulunabilir. Kendinden geçmeden faydalanmak için kişinin aynı zamanda güçlü biçimde farklılaşmış veya kişiselleşmiş özü olmalıdır.

  49. 1981’de yapılan bir araştırmada çalışan erkeklerin %49’unun işi eğlenceden daha tatmin edici bulduğu bildirilmişken sadece %19’u eğlencenin işten daha tatmin edici olduğunu söylemiştir.

  50. Zengin yerleşim yerlerinden birindeki bir okuldan gençlerin katıldığı bir araştırmada, gençlerin uyanık geçirdikleri zamanın %12,7’sini ebeveynleri ile geçirmelerine rağmen babalarıyla yalnız geçirdikleri zamanın günlük ortalama 5 dk olduğunu ve bunun da yarısının birlikte tv izleyerek geçirildiği tespit edilmiştir. (1984) (Notlar Kısmının Sonu)

DEĞERLENDİRME:


Konu: Eserde tanımı yapılan ,yaşanılan ana odaklanılarak ondan zevk alma sürecindeki zamanın hızlıca akma hissiyatı olarak tasvir edilebilecek olan, akış eyleminin hayatımızdan daha fazla keyif alınabilmesi için nasıl tatbik edilebileceğine ilişkin unsurlardan bahsediliyor.


Üslup: Yazarın bir akademisyen olması hasebiyle kimi yerlerde anlatımda tekrar ve metodolojik sıra eksiğinin üslubun daha etkili olmasının önüne geçtiği fark ediliyor.


Özgünlük: Eserin niteliği sebebiyle bu yönden değerlendirmeye alınmayacağını belirtmek gerekiyor.


Karakter: Yine eserin niteliği sebebiyle karakter şemasının olmaması, bu kategori bakımından da değerlendirmeye alınmamasını gerektiriyor.


Akıcılık: Üslup kısmında bahsedilen hususlar sebebiyle, yazarın akıcılığı kimi yerlerde duraksatarak okuyucuyu boşlukta bırakması, okuyucu için kitabın tek seferde bitirilmesini zorlaştıran bir unsur olarak dikkat çekiyor. Bununla birlikte kişisel gelişim kitapları ile mukayese edildiğinde, eserin ortalamanın üstünde bir sürükleyiciliğe sahip olduğunu belirtmek gerekiyor.


Genel: Yukarıda belirtilen kriterler uyarınca gerçekleştirilen 10 üzerinden değerlendirmede:


Konu: 8

Üslup: 6,5

Akıcılık: 6

Puanlarını alan eserin genel ortalaması, 6,8 puandır. 7 barajına oldukça yakın olması ve alanında yazılan nadir örneklerden olması sebebiyle eserin günümüzde birçok insanın göz atması gereken kitaplardan birisi olduğunu belirtmek gerekmektedir.


(*) : Notlar başlığındaki bütün kısımlar:

MUTLULUK BİLİMİ - AKIŞ

Yazar: Prof. Dr. Mihaly Csikszentmihaly

Yayınevi: Buzdağı Yayınları

Baskı: 6. Baskı – Eylül 2020

kapakta kullanılan fotoğraftaki kitaptan alıntı olarak kullanılmıştır.

コメント


bottom of page