YORUMLAR:
Aristoteles’in kaleme almış olduğu eserde, tragedya ve komedya türleri arasındaki farklar ile tragedyaların barındırması gereken önemli unsurlardan bahsedilmektedir.
Eser, görüleceği üzere, teknik anlatımlar ile tragedya ve komedya türleri üzerine hazırlanmış inceleme ve düşünceleri ihtiva etmektedir. Yazıldığı dönemin en sık görülen yazı türleri olarak telakki edilebileceği için bu konu üzerine özellikle teknik bir eser meydana getirilmesi gerekliliğinin de görüldüğü eserden anlaşılabilmektedir.
Bununla birlikte eserde, kısa da olsa, şiirlere de değinilmiş ve diğer yazı disiplinleri ile aralarındaki önemli noktalara parmak basılmıştır. Özellikle yazarın tarih ve şiiri mukayese ettiği kısım, alıntılardan da görüleceği üzere, edebiyat meraklıları için farklı bir bakış açısı kazanılmasını da sağlamaktadır.
Belirtilen hususlar dahilinde döneme ilişkin bazı çıkarımlar da yapılabilmektedir. Özellikle yazarın sık sık örnekleme yöntemi ile yazıldığı çağda da çok ünlü olan birçok klasik esere atıf yapması, bu eski eserlerin o dönemlerde de değerli birer referans teşkil ettiğini açıkça ortaya koymaktadır. Dolayısıyla, özellikle günümüz dünyasında görülenin aksine, kıymet verilen eserler, yazıldıkları dönemden itibaren insanların ve aydınların dikkatini celbetmeyi başarmıştır denilebilir.
Bu yazı türlerinin niteliklerine değinirken, edebiyatın temel kavramları ve birtakım tanımlara ilişkin de özellikle etkileyici seviyede evrensel tanımlar yapıldığı açıkça görülmektedir. Bu husus, özellikle eserin kaleme alındığı tarihler dikkate alındığında edebiyat ve dünya yazı tarihinde çığır açıcı bilgilerin kaynağının ne kadar eskiye dayandığının da önemli bir göstergesi olarak telakki edilebilir.
Sonuç olarak eser, edebiyat meraklıları ile birlikte yazmaya istekli birçok aday için önemli bilgilerin bulunabileceği bir kaynak kitap mahiyetindedir.
ALINTILAR(*):
Ya bilinçli olarak ya da sadece alışkanlıktan dolayı insanlar çeşitli nesneleri, bazen renk ve biçim aracılığıyla, bazen de sesi kullanarak taklit ederler.
Komedya, karakterleri olduğundan daha kötü göstermeyi, tragedya ise olduğundan daha iyi göstermeyi amaçlar.
Gerçekteki halini görmekten rahatsızlık duyacağımız nesneler, ayrıntılı bir biçimde aslına uygun olarak resmedildiğinde onlara bakmaktan hoşlanırız. Bunun nedeni ise öğrenmenin verdiği hazdır. Sadece filozoflar değil, öğrenme kapasitesi daha sınırlı olan insanlar da öğrenmekten haz duyar. İnsanların böyle bir benzerliği görmekten hoşlanmalarının nedeni, ona bakarken bir şeyler öğrenmeleri, resimdekinin gerçeklikte kimi tasvir ettiğini anlayabilmeleridir. Ancak resmin tasvir ettiği nesneyi daha önce görmediyseniz onu beğenme nedeniniz taklit olması değil, resmedilirken kullanılan yöntemler, renkler ve bunun gibi diğer nedenler olacaktır.
Komedya daha aşağı seviyedeki karakterleri taklit eder; fakat kötü olan her şeyi değil, aksine gülünç olanı taklit eder çünkü gülünç olan şey, çirkinliğin alt kısımlarından biridir. Acı verici ve yıkıcı olmayan bir çirkinlik ya da kusur içerir.
O halde tragedya, belirli bir önemi olan, eksiksiz ve ağırbaşlı eylemlerin taklididir. Sanatsal süslemeler içeren bir dili vardır ve bu dil, eserin her bir bölümüne göre farklı çeşitlere bürünür. Öykü değil eylem biçimindedir; uyandırdığı acıma ve korku duygularıyla ruhun arınmasını anlatır.
Tragedya, onun niteliğini belirleyen altı kısımdan oluşmalıdır: Olay örgüsü, karakter, dil, düşünce, dekor ve şarkı.
Tragedya insanı değil, insanın eylemlerini ve hayatını taklit eder. Hayat, eylemlerden oluşur ve ereği de eylemin biçimidir, niteliği değildir. İnsan olarak karakterimiz, niteliklerimizi belirler ama mutlu ya da mutsuz oluşumuz eylemlerimizden anlaşılır.
Bir şair ve tarihçi arasındaki fark birinin şiir, diğerininse düz yazısı yazması değildir. Herodot’un eserini dizelere dökseniz bile yine de tarihi bir eser olarak kalmaya devam edecektir. Aralarındaki gerçek fark, birinin gerçekte olmuş olayları, diğerininse gerçekleşme ihtimali olan olayları anlatmasıdır. Bu sebeple şiir, tarihe göre daha felsefi ve üst seviyede bir türdür çünkü şiir evrensel olanı, tarih ise belirli bir olayı ifade etme eğilimindedir.
Gördüğümüz üzere mükemmel bir tragedya sadece basit değil aynı zamanda karmaşık yapıda kurulmalıdır. Tragedyanın ilk olarak yapması gereken şey, sade bir gidişatı takip etmesidir.
Koşulların tersine dönmesi kötüden iyiye değil, aksine iyiden kötüye olmalıdır. Bu durum da ahlaka uygun olmayan bir davranışın sonucu olarak değil, karakterin çok büyük bir hatasından dolayı meydana gelmelidir; karakter ise yukarıda bahsettiğimiz gibi kötüden ziyade iyi bir karakter olmalıdır.
Her tragedya eser, bir düğüm bir de özüm olmak üzere iki bölümden meydana gelir. Düğüm, eserin başlangıç noktasından itibaren mutluluğa veya felakete götüren dönüm noktasına dek uzanan olay örgüsüdür. Çözüm ise bu dönüm noktasından itibaren, eserin sonucuna kadar olan bölümdür.
Fikir kavramı sözlerle ortaya konulan kanıtlama ve yalanlama; acıma, korku, öfke ve hoşlanma gibi duyguları uyandırma; bir şeyin önemini ya da tam tersini telkin etme gibi etkileri içerir.
İsimler, yalın ve bileşik olmak üzere ikiye ayrılır. Yalın isimler, anlamlı parçalardan meydana gelmeyen sözcüklerdir. Bileşik isimler ise ya biri anlamlı diğeri anlamsız parçalardan ya da her ikisi de anlamlı olan parçalardan meydana gelen sözcüklerdir.
Genel anlamda imkansız olduğu düşünülen şeyler ya sanatsal gerekliliklerle, ya hakikat ile ya da geçerliliği olan fikirlerle gerekçelendirilebilmelidir. İmkansız gibi görünen ama gerçekleşmesi olası olanı, mümkün gibi görünüp de gerçekleşmesi olanaksız olana tercih etmek sanatın gerekliliklerindendir.
DEĞERLENDİRME:
Konu: Eserde, tragedya ve komedya türleri arasındaki farklar ile tragedyaların barındırması gereken önemli unsurlardan bahsedilmektedir.
Üslup: Yazarın teknik bir konuda kaleme almış olduğu bir eser olduğu aşikardır. Ancak, anlatımının herkes tarafından rahatça idrak edilebilmesini sağlayan sade ve yalın üslubu eserin içerdiği mesajları bugüne kadar aktarabilmesinde önemli bir etken olarak gözükmektedir.
Özgünlük: Eser, niteliği ve türü itibariyle bu kategoride değerlendirilmeyecektir.
Karakter: Eser, niteliği ve türü itibariyle bu kategoride değerlendirilmeyecektir.
Akıcılık: Üslup bölümünde ifade edilen hususlar dikkate alındığında, eserin türü itibariyle sürükleyici olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Ancak anlatımın sadeliği dikkate alındığında akıcı bir anlatıma sahip olduğu belirtilebilir.
Genel: Yukarıda belirtilen kriterler uyarınca 10 üzerinden gerçekleştirilen değerlendirmede:
Konu: 7
Üslup: 8
Akıcılık: 7
puanlarını alan eserin genel ortalaması ise, 7,3 puandır. Türü itibariyle 7 barajının üzerinde bir puan almayı başarması dahi eserin kısıtlı bir okuyucu kitlesine sahip olmasına karşın bu alanda meraklı olanların kesinlikle incelemesine değecek unsurlar barındırdığını göstermektedir.
(*) : Alıntılar başlığındaki bütün kısımlar:
POETİKA
Yazar: Aristoteles
Yayınevi: Panama Yayıncılık
Baskı: 1. Baskı – Şubat 2022
kapakta kullanılan fotoğraftaki kitaptan alıntı olarak kullanılmıştır.
Comments