top of page

SAĞLIĞINA FORMAT AT - BARIŞ MUSLU



YORUMLAR:


Yazar Barış Muslu’nun Beynine Format At kitabından sonra yayınlanmış olan bir diğer eserinde, bu sefer vücudumuzda genel olarak fiziksel sandığımız birçok hastalığın dahi beynimizdeki travmaların etkisi ile meydana geldiğinden bahsediliyor.


Vücudun kendisini korumak amacına günümüzde hastalık olarak nitelediğimiz birçok eylemi gerçekleştirmesinin farkında olmadan bu süreci yönetemediğimizde ise, gerçek anlamda hastalıklarla baş başa kalacağımızın altı da önemli bir şekilde çiziliyor.


Grip, kanser, bağırsak ve mide sorunlarına ilişkin birçok hastalığın psikolojik tetikleyicilerine de değinilen eserde bu tarz travmaların hangi sorundan kaynaklanabileceğine ilişkin bir yönlendirici etkisi olduğundan da sıkça bahsediliyor. Bu yönlendirme sayesinde de, ilgili travmanın en azından kategorize edilerek daha kısa sürede bulunulabilmesine kılavuzluk edilmiş olunuyor.


Travmaların etkisizleştirilmesi aşamasında ise, bir önceki kitabı olan Beynine Format At eserinin bölümlerinden tekrar bahsedilen eser, yeni bir teknikten bahsetmeden söz konusu tekniğin bütün hastalık ve sorunlarda uygulanabileceğini ifade ediyor. Bu yönden birçok okuyucu için genel geçer bir nitelikte ve inandırıcılığını kaybedebilecek bir mahiyete bürünse de, beynin çalışma sistemine dair yapılan açıklamalar göze alındığında mantık dışı bir plan olarak görülemeyeceğinin de belirtilmesi gerekiyor.


Sonuç olarak, yazarın diğer eserlerindeki tekniklerin sağlık alanındaki birçok hastalığın tespiti ve tedavisi için de kullanılabileceğinin geniş örneklendirmeler ve detaylı anlatımlar ile mümkün olduğunu ifade eden eser, sıradan kişisel gelişim kitaplarına göre daha fazla incelenmeyi hak ediyor.

NOTLAR(*):

  • Beynimizin travmayı oluşturması için 4 adım mevcuttur. Bunlar:

  1. Dramatiklik

  2. Şok

  3. Yalnızlık

  4. Çaresizlik

  • Doğru açıyla yapılan bilgisayarlı beyin tomografilerinde beyindeki biyolojik programları başlatan röleler görülebiliyor ve aşama aşama izlenebiliyorlar. İnanması güç ama, bilgisayarlı tomografi görüntülerinden kişilerin mevcut ve ileride yaşamaları muhtemel olan farklı rahatsızlıklarını okuyabilmek bile mümkün oluyor.

  • Beynimiz stres döneminde birçok şey yapabilir:

  1. Bir organı daha yüksek kapasiteyle çalıştırabilir.

  2. Kapasiteyi artırmak için ekstra hücre üretebilir.

  3. Hücre azaltabilir. Mesela, belirli bir kanaldan daha fazla sıvı geçmesini istiyorsa, kanalın iç duvarını inceltmesi gerekir.

  • İyileşmeler sıvı ortamda gerçekleşir. Tahmin ettiğiniz gibi, iyileşme döneminde beynimizde ödem oluşuyor. Ödem kelimesi sizi korkutmasın, zira bu beynimizin biz farkında dahi olmadan gerçekleştirdiği çok basit bir mekanizmadır.

  • Beynimiz iyileşme döneminde yapılanları geri alır:

  1. Bir organı daha yüksek kapasiteyle çalıştırdıysa, kapasiteyi azaltacaktır.

  2. Kapasiteyi daha da artırmak için ekstra hücre ürettiyse, o hücrelerden kurtulacaktır.

  3. Stres döneminde hücre azalttıysa, o hücreleri yerine koyacaktır.

  • Vücut ısımızın yükselmesi, terleme, ateş, ağrılar bu dönemde yaşadığımız belirtilerden bazılarıdır.

  • İyileşme krizinin iki önemli amacı vardır:

  1. Organizmanın normale dönüp dönemeyeceğinin test edilmesi

  2. Beyinde ve vücutta bulunan sıvıların basınç le dışarı atılması

  • Beynimiz iyileşme dönemi başladığı andan itibaren, beynimizdeki kontrol merkezlerinde ödem ortaya çıkıyordu. İyileşme krizinin asıl amacı da bu ödemden kurtulmaktır. O yüzden kafamızda ciddi bir basınç söz konusudur. İyileşme krizi sırasında ağrılar gerçekten de olabilecek en yüksek seviyeye geliyorlar. Bununla beraber, çoğu biyolojik programlardaki hayati tehlikenin en yüksek olduğu zaman da, bu iyileşme krizleridir.

  • Son iyileşme dönemi ilk iyileşme döneminin daha şiddetsiz, daha ılıman geçen bir versiyonudur. İyileşme krizinde beyindeki ödem dışarı atılmıştı. Son iyileşme döneminde vücuttaki ödem de dışarı atılıyor. Bu dönemin en belirgin belirtisi idrardır. Bazı biyolojik programların iyileşme krizlerinden bahsetmeye gerek olmadığı, ilk iyileşme ve son iyileşme dönemlerinin de birbirinden bariz farkları bulunmadığı için süreci ying-yang grafiğini kullanarak basitleştireceğim. İlk ve son iyileşme dönemlerinin vurgulanması ya da iyileşme krizinin önemli olduğu programlardaysa daha kapsamlı grafiği kullanıyor olacağım.

  • İyileşme kelimesi sorunların bitmiş olmasını çağrıştırıyor. Ancak, tahminimizin aksine, asıl sancılı geçen genellikle iyileşme dönemidir. Bildiğimiz hastalıkların yüzde 80’i aslında iyileşme döneminde yaşanan belirtilerdir. Bir başka deyişle beynimizde travma geçici ya da kalıcı olarak çözüldükten sonra, geriye döndürme süreci asıl zorlukları yaşadığımız zamandır.

  • Singulat kıvrımı önce yıkıyor sonra yapıyor. Öne fonksiyonu bozan yapı, sonra daha iyisini yapmaya çalışıyor. Mesela, güçlü bir kemik yapısı için önce kemik eritmeyi, sonra onları güçlendirmeyi seçiyor. Legosuyla daha güzel bir araba yapmak için, eskisini bozmak isteyen küçük yaramaz bir çocuk gibi.

  • Yapılan bir araştırmaya göre, %38’lik bir sonuçla nüfusta normalde bilinenden çok daha fazla doğal solak olduğu görülmüş. Alkış testini yaparak, kendinizi sağlak olarak bildiğiniz halde, doğal bir solak olduğunuzu öğrenebilirsiniz.

  • Kolesterol vücutta tüm hücre onarımlarında, özellikle bu kitapta bahsettiğimiz biyolojik programların iyileşeme dönemlerinde kullanılan bir madde. Bir başka deyişle, yükselmesi sadece koroner damarlarla ilgili değil. Vücut o an, çok farklı bir yeri onarıyor olsa da kolesterol değerleri yüksek çıkabilir. Zaten, kalp krizi geçirenlerin yaklaşık yüzde 50’sinde yüksek kolesterol gözükmüyor. Bir başka değişle, hiçbir şekilde kolesterolü yüksek olmayan kişiler de sık sık kalp krizi geçiriyorlar.

  • Hayatımızda bölgesel tehdit içeren, çok dramatik, yalnız olduğumuzu hissettiğimiz, bize şok yaşatan, çaresiz kaldığımız bir olay ya da olaylar silsilesi gerçekleşiyor. Koroner arterlerle ilgili biyolojik programın başlaması için beynimizin travmatik süreci bölgesel tehdit olarak algılaması şart. İşte böyle bir durumda, beynimiz ilgili koroner arterlerin kortekste bulunan kontrol merkezlerine bir röle atıyor ve biyolojik programı başlatıyor.

  • Hepimizin vücudunda hayatımızın her anında kanser hücreleri var. Sadece bunlar belli bir süre sonra vücut tarafından temizleniyorlar. Zaten, vücut eğer yoldan çıkıp abartmadığı sürece bu hücrelerin sağlığımıza hiçbir etkisi olmuyor.

  • Vücudumuzda hissettiğimiz hastalıkların kendi içinde tutarlı nedenleri var. Aslında hastalıkların önemli bölümünü, sanki bir araba motorundaki bir parçanın eskimesi gibi, o organlarımız bozulduğu için yaşamıyoruz. Tabii ki yaşlandığımız zaman vücudumuzda bir eskime durumu oluyor. Ancak, 15-20 yaşında karaciğer ya da böbrek yetmezliği olan birinin hastalık yaşama sebebi, organlarının eskiyip bozulması değildir.

  • Beyin sapından kontrol edilen kalınbağırsak ve rektum programının da konusu sindirilemeyen parça üzerine. Ama tecrübeler gösteriyor ki, genelde bu tarz kanserlerin farkı daha çirkin ve aşağılık durumların söz konusu olması. Eğer yaşanan ve sindirilemeyen olay gerçekten çirkin ya da aşağılık olarak algılanırsa, sindirimin diğer organları yerine kalınbağırsağı etkilemesi de daha olası. Burada beynin, olayı dışkı kadar pis olarak algılaması, beynin kalınbağırsak rölesini harekete geçirebiliyor.

  • Ülserin ana teması bölgesel tehdit olmakla beraber, bir insanın bölgesi olarak görülebilecek tüm olgular buna dahildir. İşyeri, okul, aile, ev, mahalle, ülke…

  • Sivilceler, derinin dermiş bölümünde bulunan yağ bezlerinden tetikleniyorlar. Yağ bezlerinin normalde amacı, gerektiği oranda deri yüzeyine parlaklık, canlılık ve kayganlık verebilmek. Ancak, bir saldırı olduğu zaman, yağ bezleri gereğinden fazlasını yapmaya karar veriyor. İşte bu dönemde yağ bezlerinde ekstra hücre üretiliyor. Tek bir yerde değil tabi ki, özellikle bilinçaltının saldırıyı hissettiği noktalarda. Yüzde çıkmasının en büyük sebebi, yüzün bizim en önemli, bize özgü, eşsiz yanımız olmasında.

  • Nezle-grip hastalığı, tehlikede olan hangi hayvan olursa olsun, eğer daha iyi koklayabilirse, buna karşı önlem alması kolaylaşacak, bu şekilde hayatta kalma ihtimali de artacaktır. Aslında programı başlatan mesele de tamamen bu işte! Tehdit olduğu zaman daha dikkatli olunabilmesi için sinüs kanallarını açmak. Beynimiz tüm tehditlerde bu programı aktiflemiyor. Tehdidi daha iyi koklayarak önleyebileceğini düşündüğü zaman böyle bir yola giriyor.

  • Alerji, vücudun aslında zararlı olmayan bazı maddelerden veya hava şartlarından etkilenmesi ya da psikolojik etkenler sonucu bazı maddelere aşırı reaksiyon göstermesidir.

  • Normal mantık bize, migrenin stresliyken yaşanması gerektiğini söyler. Ancak burada da asıl belirtiler, stres döneminde değil, stresten kurtulduğumuzda yaşanır. Migren özellikle korteksin ön tarafında başlayan programlar sırasında yaşanıyor. Migren krizleri aslında iyileşme krizleridir. Ağrı hissedilmesinin sebebi beyin kontrol merkezindeki ödemin dışarı atılması için uygulanan basınçtır.

  • Nosebo, çok basitçe plasebonun olumsuz olarak çalışanı diyebilirim… Yani kötüleşeceğine inandığı için, beynin bunu gerçekleştirmesi…

  • Gerçekten şok olduğunuz, çaresiz kaldığınız, sizi çok üzen bir olay olduğu zaman, bunu yakınlarınızla paylaşın.

  • Bilincinize getirmediğiniz her şey karşınıza kader olarak çıkar. (Carl Jung)

  • Organlar, biyolojik programlar ve duygular arasında ağızla ilgili sorunlar, elde edememe ya da elden çıkaramama sebeplidir. Burunla ilgili programlar ise, kokuyla ilgili bir tehdit oluştuğunda meydana gelir. Midenin birçok alanı ile ilgili programlar, birçok sebebe bağlı olsa da mide mukozası ile ilgili olanlar bölgesel çatışma korkusu veya öfkesinden kaynaklanmaktadır. Bunlar da genel olarak bir olayın veya sözün hazmedilememesinden kaynaklanmaktadır.

DEĞERLENDİRME:


Konu: Yazarın diğer eserlerindeki tekniklerin sağlık alanındaki birçok hastalığın tespiti ve tedavisi için de kullanılabileceği geniş örneklendirmeler ve detaylı anlatımlar ile bahsedilmiştir.


Üslup: Yazarın önceki eserlerinde de olduğu gibi akıcı ve sade anlatımı bu eserde de kendisini göstermektedir. Yeri geldiği zaman gerekli teknik tabirler kullanılmış olsa da, değinilen hususların bilimsel temellerine ilişkin bilgilendirme amacı taşıması sebebiyle, yazarın yalın ve anlaşılır anlatımına olumsuz bir tesir meydana getirmemiştir.


Özgünlük: Eserin niteliği itibariyle bu kategoride değerlendirme gerçekleştirilmeyecektir.


Karakter: Eserin niteliği itibariyle bu kategoride değerlendirme gerçekleştirilmeyecektir.


Akıcılık: Üslup kısmında belirtilen unsurlar göze alındığında akıcı bir dil ile hazırlanmış olan eser, yazarın önceki kitaplarını okuyan okuyucular için birçok tekrar bölümü barındırması yönünden sürükleyici ilerlememektedir. Ancak bu tekrarın, tek bir kitap alarak okuyucuların genel sürece olan ilgilerini artırmak ve onların dikkatini çekebilmek amacıyla yapıldığı göze alındığında fazla eleştiriye mahal bir durum olmadığının belirtilmesinde fayda vardır.


Genel: Yukarıda belirtilen kriterler uyarınca 10 üzerinden gerçekleştirilen değerlendirmede:


Konu: 8

Üslup: 7,5

Akıcılık: 7


puanlarını alan eserin genel ortalaması ise, 7,5 puandır. Eserin niteliği ve diğer kişisel gelişim kitaplarından çok daha farklı metotlardan faydalanması sebebiyle özellikle bu konulara ilgili olan okuyucular için incelenmesi gereken bir eser olduğunu belirtmek gerekmektedir.


(*) : Notlar başlığındaki bütün kısımlar:

SAĞLIĞINA FORMAT AT

Yazar: M. Barış Muslu

Yayınevi: Doğan Novus Yayınları

Baskı: 65. Baskı – Mart 2021

kapakta kullanılan fotoğraftaki kitaptan alıntı olarak kullanılmıştır.

Comments


bottom of page