YORUMLAR:
Sait Faik Abasıyanık tarafından kaleme alınan eserde, yazar tarafından tanzim edilmiş olan durum öyküleri konu edilmiştir.
Birçok durum öyküsü ile edebiyat akımlarımız arasında yenilikçi tarzlardan birisiyle kaleme alınan eserde, yazarın diğer hikaye kitaplarında olduğu gibi aynı durum öykücülüğü açıkça görülmektedir. Eserin sonunda Haldun Taner tarafından kaleme alınan ve yazara ilişkin görüşlerinin konu edildiği bölümde de görüldüğü üzere, yazarın Türk edebiyatındaki diğer yazarlardan farklı olarak didaktik mesaj verme niyetinin olmadığı her öyküsünde açıkça anlaşılmaktadır.
Bununla birlikte, yazarın bazı hikaye karakterleri ağzından söylemiş olduğu sözler de, esasında yine halkın bir portresi mahiyetinde olan insanımızın düşünüş şeklini ortaya koymaktadır. Fakat yine, yazar tarafından ya da karakter ağzı ile okuyucuya iletilmek istenen bir mesaj sunulmaktan imtina edilmiştir. Bu tarz ile birlikte alınması istenen mesaj tamamıyla okuyucuya bırakılmıştır. Tahsiline, hayat görüşüne ya da yetiştirilme tarzına göre bu düşünce ve sözlerden yapılmaması gerekenleri söylemek mümkünken aynı şekilde okuyucunun karakteri kendisiyle özdeşleştirmesi neticesinde hayat görüşüyle örtüşen düşüncelere daha sıkı sarılmasına da vesile olunması pekala mümkündür. Bu yönüyle eser, didaktik ilk dönem Türk eserlerinden ayrılmaktadır.
Hikayelerin durum hikayesi olması sebebiyle, olay öykülerinde olan karakter şeması ve olay örgüsünün bu hikayelerde çok görülmediği ifade edilmelidir. Yazar için de bu durum hiçbir zaman ön plana çıkarılan unsurlar olarak gözükmemektedir.
Sonuç olarak eser, durum hikayelerine meraklı olan ve edebiyat akımlarımızda daha farklı türler denemek isteyen hikaye okuyucuları için kesinlikle incelenmesi gereken eserlerden birisi olarak telakki edilebilir.
ALINTILAR(*):
Ölümün karşısında, ne yapsak, muvaffak olmuş bir aktörden farkımız olmayacak. O kadar, muvaffak olmuş bir aktör. (Semaver Hikayesinden Notlar)
Bir lahza, ölünün de yanımızda olduğunu düşündüm. Hepimiz, sırtımızda ve elbisemizin altında, gözlerimizin içinde bir müstakbel ölü gezdirmiyor muyduk? Bir zaman için kendi ölüsünü görebilecek, seyredebilecek bir yaratılışta olsaydı da bu ölü kalkıp ölüsüne baksaydı, herkes gibi biraz sararacak ve etrafındakilere: “Bugün yemek yiyemeyeceğim,” diyecekti. (Bir Kıyının Dört Hikayesi Öyküsünden Notlar)
Kanunlardan kaçamak noktaları çıkarmak yalnız avukatların değil, her vatandaşın hakkıdır. (Şehri Unutan Adam Hikayesinden Notlar)
Lisanlarını anlamadığımız insanların haletiruhiyelerini keşfetmek hususunda çok aciziz. Onların bizim her günkü konuştuğumuzdan daha başka, daha mühim şeyler konuştuklarını sanırız. (Üçüncü Mevki Hikayesinden Notlar)
Allah’a inanmayanlar içinde pek çokları samimi olmadıklarını, bazen son nefeslerinde, bazen de ani tehlikelerin karşısında “Allah” diyerek ispat ediyorlar. O halde ben de samimi değilim. Çünkü korkuyorum. Bu muhakemeyi evvelce, “Varsın olsun, inanmıyorum!” dediği zaman yapmadım. (Sevmek Korkusu Öyküsünden Notlar)
Yalnız kalmak en iyisi, Çünkü hislerim korkudan çok uzak. Düşünmek ve halletmek istiyorum. İlk defa bir şeyler düşünmeye ve mücerret ir şey tahlil etmeye ihtiyacım var.
Küçük şeyleri unutamayanlar, en geri hatıraları da unutamayanlardır. Hafızalarının bu bahtsız kuvveti karşısında hiçbir memleket, hiçbir vatan tutamadan her yeti, her şeyi severek öleceklerdir.
“Bir akıl hastasını ziyaret; bir eşeği tımar etmeye benzer. Eşek olmadığım için, tımara da ihtiyacım olmadığını arz eder ve derin bir hürmetle sizleri selamlarım, efendiler.” (İhtiyar Talebe Hikayesinden Notlar)
Zevk, demişti, en uçucu şeydir. En hurdebini (Ancak mikroskopla görülebilecek kadar küçük, mikroskobik) delikten kaçan bir gazdır. Onun için değil midir ki, zevki mütemadiyen değiştirmek lazımdır. Fakat her değiştirişin sonundaki bu melale (Hüzün, keder, usanma, bıkma), hüzne, ıstıraba tahammül edilir mi? Evladım, yegane saadet Allah’tır. (Bir Vapur Öyküsünden Notlar)
Sabahattin Ali, Refik Halit’in memleket hikayeciliğine diyalektik bir görüş katmış ve bu yeniliği ile 1940’ların tek ismi olmuştu. Sait Faik ise onların yapmadığı bir şeyi yaptı. Türk hikayeciliğine o zamana kadar hiç benzersiz bir tarz getirdi. Sait Faik, bir konuyu değil, yaşamın bir parçasını işliyordu. Bir tez savunmuyor, bir yaşantıyı yansıtıyordu. (Haldun Taner’in Bir Sevimli Aylak isimli Yazısından Notlar)
DEĞERLENDİRME:
Konu: Eserde, yazar tarafından tanzim edilmiş olan durum öyküleri konu edilmiştir.
Üslup: Yazarın yorumlar bölümünde bir miktar bahsedildiği üzere, durum hikayelerine yer verdiği eserde, olay örgüsüne bağlı veya karakterlerin öne çıktığı öyküler kaleme alınmamıştır. Yazar daha çok, karakterlerin sıradanlığını göstererek esasında herkesin hayatında olan bazı durumları üçüncü bir göz aracılığı ile okuyuculara sunmayı tercih eden bir anlatım kullanmıştır. Ancak bu durum, anlatımda birçok yerde durağanlığa ve sıradanlık hissine de yer verebilmektedir.
Özgünlük: Eser, yazıldığı dönemdeki edebiyat akımları göz önüne alındığında denenmemiş anlatım biçemlerinden birisini kullandığı için Türk Edebiyatının özgün olarak nitelendirilmesi gereken hikaye kitaplarından bir tanesidir.
Karakter: Hikayelerin durum bazlı hikayeler olması sebebiyle, öyküler çoğunlukla çok kısa tutulmakla birlikte en fazla 2 ya da 3 karakter kullanılmıştır. Olay örgüsü de ekseriyetle ana karakterin hayatının belirli bir kesiminden ve onun cümlelerinden meydana gelmektedir.
Akıcılık: Üslup bölümünde bahsedilen hususlar göze alındığında eserin olay bazlı hikayelere göre sürükleyici olmadığının ifade edilmesi gerekmektedir. Bu yönüyle kısa ve net anlatım ile etkileyici öyküler okumak isteyen okuyucular için bekleneni vermekten uzaktır.
Genel: Yukarıda belirtilen kriterler uyarınca 10 üzerinden gerçekleştirilen değerlendirmede:
Konu: 7
Üslup: 7,5
Özgünlük: 8,5
Karakter: 6,5
Akıcılık: 7
puanlarını alan eserin genel ortalaması ise, 7,3 puandır. Durum bazlı hikayelerden olmasına ve okuyucusunu heyecanlandıran unsurlar barındırmamasına karşın eserin özgün yapısı ile yazarının kelimelere hakim olan anlatımı dikkate alındığında edebiyat ve durum bazlı hikayelere meraklı okuyucular tarafından kesinlikle incelenmesi gereken eserler arasındadır.
(*) : Alıntılar başlığındaki bütün kısımlar:
SEMAVER
Yazar: Sait Faik Abasıyanık
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Baskı: Modern Türk Edebiyatı Klasikleri Serisi 1. Baskı – Temmuz 2021
kapakta kullanılan fotoğraftaki kitaptan alıntı olarak kullanılmıştır.
Comments