top of page

YAZMAK - MARGUERITE DURAS



YORUMLAR:


Marguerite Duras isimli yazar tarafından kaleme alınan eserde, yazarın birkaç farklı yapıdaki düşünce yazıları konu edilmiştir.


Özellikle kitaba ismini veren yazmaya ilişkin birçok duygusunu paylaşan yazar, bu konuda melankolik etkideki yazarlardan birisi olduğunu açıkça hissettirmektedir. Ancak yazarın bu konudaki itiraf ve gözlemlerinin diğer yazarlar için de ekseriyetle geçerli olduğunun belirtilmesi gerekmektedir.


Yazmak için yoğun bir duygu gerekmektedir. Sevinç her ne kadar dışarıdan bakıldığında yoğun bir duygu gibi gözükse de, üzüntü ya da acı kadar kalıcı bir tesire sahip olmadığından yazı sahibi için yazıya dökmekte gerekli yoğunluk süresini tamamlamakta zorlanacaktır.


Bununla birlikte, yazarın diğer 4 farklı yazısında işlenen hususlar ise, birbirinden bağımsız niteliklere sahiptir. Aynı zamanda, neredeyse bütün yazılarında, yazarın farklı biçemleri kullanabildiği de açıkça hissedilebilmektedir.


Yazarın, Suyun Saflığı başlıklı yazısında ise, özellikle Almanların Yahudi katliamına ilişkin öfkesi açıkça hissedilmektedir. Bu hususta o kadar ileri gidilmiştir ki, Stalin’i bir yerde kurtarıcı olarak dahi telaffuz etmekten geri durmamıştır. Burada dikkat edilmesi gereken ayrım ise, ne olursa olsun ve hangi ırk olursa olsun kıyımları yapanlara karşı ortak bir duygu ile karşı çıkılması gerekliliği olmalıdır. Stalin’in yaptıkları da dünya tarihinde yerini almış ve kurtarıcı olarak görülmesi, etik olmayan işleri yapan şahsiyetlerden olduğu gerçeğini örtememiştir.


Yazarın özgeçmişi biraz incelendiğinde ise, Öğrenci-Yazar Eylem Komitesi’nde ve Yahudi ölümlerinin önüne geçmek için kurulan Direnişçiler Örgütü’nde yer aldığı görülmektedir. Eşinin Naziler tarafından toplama kampına gönderilen kişilerden oluşu da yazarın içindeki bu öfkeyi tutuşturan etmenlerden birisi olarak nitelendirilebilir.


Yazarın özellikle Yahudilik konusundaki görüş ve tavırları kendisinin de Yahudi olmasından kaynaklanmakla birlikte, diğer Yahudi yazar ve tefekkürlerde dikkat çeken imtiyaz sahibi bir ırk olmanın izlerini yine taşımaya devam ettirmektedir.


Belirtilen hususlara ek olarak yazarın, yazarlığın ve daha doğrusu mütefekkir olgularının yaşadığı dönemde de kadınlara layık görülmeyen unsurlardan olduğu ifade edilmektedir. 1914 yılında doğan Fransız yazar, yaşadığı dönemde ülkesinde yazar olarak kendisini erkeklere kabul ettiremediğinden yakınmakla birlikte bu hususta özellikle günümüzde Feminist olarak nitelendirilebilecek görüşleri de o zamanlardan savunan yazarlardan birisi olmuştur.


Sonuç olarak eser, edebi yönden içerdiği itiraf ve gözlemler ile kesinlikle incelenmesi gereken kitaplardan birisi olarak telakki edilebilir. Ek olarak, yazarın dünya görüşüne ilişkin de, birçok okuyucu için dikkatli bir şekilde tahlil edilmesi gereken önemli hususlara değinmektedir.


ALINTILAR(*):

  1. Yazının yalnızlığı, o yalnızlık olmaksızın yazı ediminin gerçekleşmediği ya da yazacak daha başka ne kaldığı araştırılırken ufalanarak dağılıp giden bir yalnızlık.

  2. Kitap yazan birinin, çevresindeki öteki insanlarla arasına her zaman bir mesafe koyması gerekir.

  3. Ben yazmayı sürdürdüğüm için, kitaplardan söz etmekten kaçınmak gerekiyordu. Erkekler bunu kaldıramıyor: Yazan bir kadın. Erkek için katlanılmaz bir şey bu.

  4. İstediğimi istediğim kadar söyleyeyim, insanın neden yazdığını ve nasıl olup da yazmadığını hiç bulamayacağım.

  5. İnandığım başka bir şey de, insanı yazmaya yönelten bu ilk kuşku devinimi yoksa, yalnızlığın da olmadığıdır.

  6. Birden her şey, yazmaya kıyasla bir anlam kazanır, insan çıldıracak gibi olur. Tanıdığınız insanları artık tanımaz olursunuz, tanımadıklarınız da daha önce konuşmuş gibisinizdir.

  7. Henüz yazılmamış bir kitapla baş başa olmak, insanlığın ilk uykusunda olmak gibidir.

  8. Genel olarak kitaplarda beni yakınmaya iten şeyin bu olduğunu sanıyorum: İnsana özgürlük tanınmaması. Aşırı ve yapma utangaçlıkla yazan ölü kuşaklar hala var. Hatta gençler bile: Sevimli, hiçbir uzantısı olmayan, gecesi olmayan kitaplar. Suskunluğu olmayan. Başka bir değişle: Gerçek yazarı olmayan kitaplar. Günlük kitaplar, vakit geçirten, yolculukta okunan kitaplar. Kafanızın içine kene gibi yapışan ve tüm bir yaşamın kara yasını anlatan, her düşüncenin en can alıcı noktasını yakalayan kitaplar değil.

  9. Yalnızlığa her zaman delilik eşlik eder. İnsan, içinde ne var ne yok ortaya dölmüşse, bir kitabı dolduracak kadar şeyi yani; kimseyle paylaşılamayacak belirli bir yalnızlık içinde demektir. İnsanları, sizinle bir şey paylaşmaya zorlayamazsınız. Yazdığınız kitabı oturup tek başınıza okumanız, kendinizi o kitaba hapsetmeniz gerekir.

  10. İnsan ne yazacağını bilebilseydi, o işi yapmadan, yazmadan önce; hiçbir şey yazmazdı. (Yazmak Bölümünden Alıntılar Sonu)

  11. Erkek kardeşim Japon savaşı sırasında ölmüştü. Ölmüştü ama bir mezarı bile yoktu. Ölülerin bedenlerinin birbirine karışması değil korkunç olan, onunla ilgisi yok, o bedenin, öteki bedenlerin arasında yok olması o kadar korkunç değil. O beden onun, onun kendi bedeni, ölüler çukuruna atılmış, tek sözcük söylenmeden, tek söz edilmeden. Ölülerin tümü için yapılan duanın dışında.

  12. Her şey hakkında, her şeyi bir arada yazmak, yazmak değildir. Hiçbir şeydir. Okunması çekilmez bir şeydir, bir reklam metni gibi. (Genç İngiliz Havacısının Ölümü Bölümünden Alıntılar Sonu)

  13. Saf sözcüğünün ancak yalnız başına kullanıldığında bir işlevi var. Tek başına, kendine özgü olgusuyla hiçbir şeyi ya da hiç kimseyi nitelemiyor. Demek istediğim, bu sözcüğün tek başına uyarlanamaz oluşu, tüm açık seçikliğiyle ancak kullanımıyla tanımlanabilir oluşu.

  14. Kendi varlığından, kendi geleceğinden, kendi yüzünden korkuyor; buna kuşku yok. Alman olmaktan korkuyor Almanya. İnsanlar, “Stalin,” dedi. Ben şunu diyorum: Stalin, her şey bir yana, onlara karşı, Nazilere karşı yürütülen savaşı kazanan adam. Stalin olmasaydı, Naziler Avrupa Yahudilerinin tümünü kıyımdan geçirecekti.

  15. Yahudi sözcüğü her yerde “saf ”tır ama o sözcüğe tanınan, kendisinden beklenen şeyi açıklayan tek sözcük olarak, kendine özgü gerçekliği içinde söylendiğinde. Kendisinden beklenen şeye gelince, onu artık bilemiyoruz çünkü Yahudilerin geçmişini Almanlar yaktı. Alman kanının saflığı, Almanya’nın felaketi oldu. O saflık, milyonlarca Yahudi’nin canına kıyılmasına yol açtı. (Suyun Saflığı Bölümünden Alıntılar Sonu)

DEĞERLENDİRME:


Konu: Eserde, yazarın birkaç farklı yapıdaki düşünce yazıları konu edilmiştir.


Üslup: Yorumlar bölümünde de kısaca bahsedilmiş olsa da, yazarın üslubunun genel manada derli toplu ve sade bir anlatımla bezendiği görülmektedir. Fakat, bazı bölümlerde, detaylı tasvirler ve anlatımdaki hızlı konu geçişleri ile mesaj değişimleri okuyucu için bazı kopmalara sebep olabilmektedir. Bununla birlikte, yazarın birçok yazısını farklı bir üslup tipi ile kaleme alabilme yeteneğini eserdeki yazıları aracılığı ile gösterdiğinden de açıkça bahsedilmesi gerekmektedir.


Özgünlük: Eser niteliği itibariyle sıra dışı olma iddiası taşıyan kitaplardan gözükmese de, yazarının konuları işleme şekilleri ve konulara ilişkin farklı düşünüş yöntemleri kitabın niteliğine göre özgün denebilecek mahiyette olduğunu göstermektedir.


Karakter: Eser, her ne kadar farklı anlatım tarzı sebebiyle birkaç karaktere değinmiş ise de, kitabın niteliği itibariyle bu kategoride değerlendirilmeyecektir.


Akıcılık: Üslup bölümünde bahsedilen hususlar ve kitabın konusu dikkate alındığında eserin sürükleyici olmadığının belirtilmesi gerekmektedir. Kaldı ki, okurun da bu tarz kitaplardan beklemesi gereken unsurun bu olmadığı aşikardır. Bununla birlikte, farklı üslup metotları ve anlatım tekniklerine sahip olmasına rağmen, okuyucusunu genel manada kitabın içinde tutmayı başaran eser, akıcı olarak nitelendirilmeyi hak etmektedir.


Genel: Yukarıda belirtilen kriterler uyarınca 10 üzerinden gerçekleştirilen değerlendirmede:


Konu: 8

Üslup: 8

Özgünlük: 7,5

Akıcılık: 7,5


puanlarını alan eserin genel ortalaması ise, 7,75 puandır. Eser almış olduğu puan ile deneme türünde olmasına rağmen 7 barajını oldukça geçmeyi başaran kitaplardan birisidir. İşlemiş olduğu konular ve tetkik edilmesini gerektiren unsurları göz önüne alındığında okunması önemli olan eserler arasında telakki edilmeyi hak eden kitaplardan olduğu belirtilmelidir.


(*) : Alıntılar başlığındaki bütün kısımlar:

YAZMAK

Yazar: Marguerite Duras

Yayınevi: Can Yayınları

Baskı: 3. Baskı – Eylül 2021

kapakta kullanılan fotoğraftaki kitaptan alıntı olarak kullanılmıştır.

Comments


bottom of page