top of page

ZACHARIUS USTA - JULES VERNE



YORUMLAR:


Jules Verne’in kısa olsa da oldukça etkileyici olan eserinde, ana karakter Zacharius Usta’nın çok sağlam ve kaliteli saatlerinde bir süre sonra anlaşılmaz sorunlar meydana gelmesi konu ediliyor. İlk başlarda ürettiği saatlerle bir saat efsanesi olarak anılan usta, bir süre sonra bu konuda kendisini zamanın adeta mucidi olarak görerek ölümsüz olması gerektiğini ifade ediyor. Bu süreçte de karşısına Pittonaccio isimli karakter çıkıyor. Bu karakterle olan anlaşmaları doğrultusunda ölümsüzlüğü hedefleyen saatçi, karşılığında kızını bu kişiye vermeye razı olacağını ifade ediyor. Bir süre bekledikten sonra, saatleri bozuldukça sağlık durumu da bozulan Zachraius Usta’nın, son kalan saati için ıssız bir şatoya gitmesi gerekiyor ve buraya gideceğini hem kızı hem de kızının nişanlısı Aubert duyuyor. Onu bulmak için şatoya gittiklerinde ise, yanında Pittonaccio’yu da görüyorlar. Pittonaccio ise, saatçiden kızını istediğini ve böylece hem bütün saatlerinin çalışacağını hem de onun ölümsüz olacağını ifade ediyor. Saatçi bu teklifi kabul ettiğinde ise, tasarlamış olduğu ve çalışan son saatten diğer saatlerininkinin aksine din ve Tanrı aleyhine cümleler duyuluyor. Saatçi ise, gece yarısında saatin ötmemesi ve parçalanması sonucunda hayatını kaybediyor. Pittonaccio ise, yerin dibine gömülerek ortadan kayboluyor ve ölümsüzlüğü hedefleyen saatçi usta emeline ulaşamadan hayatını kaybediyor.


Konu olarak kısaca yukarıda olduğu gibi gizemli ve dinsel ögelerden beslenilen eserde, kısa ancak net anlamlara gelmekle birlikte birçok yoruma açık ifadeler de bulunması göze çarpıyor. Özellikle günümüzde bilimin tek gerçek olarak görülmesinin ve dini inanışlarda zayıflama görülmesi gibi konulara dikkat çeken bir eser karşımıza çıkıyor. Bilimi tek gerçek olarak kabul eden ve onun dışında bir yaratıcı unsurunun bulunmadığını inkar etme noktasına gelen insanların ise, günümüzde de oldukça fazla sayıda olduğu eser okunduğunda tekrar fark ediliyor.


Dinimizdeki inanışa göre, bilimin hem insanlığa hem de Tanrı’ya ibadet aracılığı olarak kullanılması gerektiği gerçeğine dikkat edildiğinde ise, Rönesans Avrupa’sının dünyaya empoze etmiş olduğu bilim dini anlayışının insani değerler ve kültürel yozlaşmaya sebebiyet verdiğine de dikkat çekmek için oldukça etkili bir eser olduğunun belirtilmesi gerekiyor.


Sonuç olarak eser, net ve sürükleyici anlatımıyla okuyucusunu ilk sayfadan itibaren beklemediği bir dünyaya kısa süreliğine götürüp getirerek kendi hayatını ve dünyanın düzenini de sorgulamasını sağlayan mesajlar ihtiva ediyor. Bu yönüyle de kesinlikle okunması gereken kitaplar arasında yer almayı hak ediyor.


NOTLAR(*):


  1. Matematik bilimi nihayet ilerleme kaydettiğinde, saatçilik de ona ayak uydurdu, ama aşılmaz bir güçlükle önü hep kesildi: Zamanın düzenli ve sürekli bir biçimde ölçülmesi.

  2. “Şimdi Aubert,” diye sözlerine devam etti ihtiyar saatçi, canlanmıştı.” Kendine bir göz at! İçimizde iki farklı kuvvet olduğunu anlamıyor musun? Ruhun kuvveti ve bedenin kuvveti, yani bir hareket ve bir düzenleyici. Ruh yaşamın temel unsurudur, dolayısıyla harekettir. Bu hareket ister bir ağırlık, ister bir zemberek, isterse uhrevi bir güç tarafından meydana getirilsin, kalp için de aynı şey geçerlidir. Ama beden olmazsa, bu hareket eşitsiz, düzensiz, imkansız olurdu! Bu yüzden beden ruhu düzenler ve tıpkı sarkaç gibi düzenli salınımlara tabidir. Üstelik bu o kadar doğrudur ki, yeme, içme, uyku gibi bedensel işlevler doğru dürüst yerine getirilmezse insan hastalanır. “

  3. “Varoluşumun özünden uzakta nasıl da acı çektiğimiz bir bilseydin!” diye tekrar söze girdi ihtiyar adam. “Belki de bu saate bakım yapılmadı! Belki de zembereklerinin yıpranmasına, çarklarının aşınmasına göz yumuluyordu! Ama şimdi, onun son derece kıymetli esenliğini kendi ellerimle sağlayacağım, çünkü Cenevre’nin büyük saatçisi olarak benim ölmemem lazım! Baksana kızım, şu akreple yelkovan nasıl da emin adımlarla ilerliyor! Bak işte, saat beşi vuracak! İyi dinle ve gözünün önünde belirecek olan güzel özdeyişe bak. “

  4. Kızım senindir” dedi Zacharius Usta. “Sözünü tutacaksın Pittonaccio!” “İşte saatin anahtarı” diye cevap verdi korkunç şahıs. Zacharius Usta bir yılana benzeyen bu uzun anahtarı kaptığı gibi saate doğru koştu ve inanılmaz bir hızla kurmaya başladı. Zembereğin çıkardığı gıcırdı sinir bozucuydu. İhtiyar saatçi, anahtarı sürekli döndürüyor, döndürüyordu, kolu hiç durmuyordu; sanki bu döndürme hareketi kendine iradesinden bağımsızdı. Anahtarı giderek daha hızlı ve yüzünü şekilden şekile sokarak döndürmeye devam etti, sonunda yorgunluktan bitap düştü. “İşte bir asır çalışacak kadar kurulmuş durumda!” diye bağırdı.

  5. Bu arada saat onu vurmuş ve Scholastique’in dehşet dolu bakışları altında, gümüş kadranda şu sözler belirmişti “İnsanoğlu Tanrı’nın dengi olabilir”. İhtiyar adam, bu dine aykırı özdeyişler karşısında şaşırmadığı gibi, onları kendinden geçerek okuyor, bu kibirli düşüncelerden keyif alıyordu; bu sırada Pittonaccio da ihtiyar saatçinin etrafında dönüp durmaktaydı. Evlilik sözleşmesi gece yarısı imzalanacaktı. Ölü gibi olan Gerande, ne bir şey görüyor ne de duyuyordu. Sessizliği bölen sadece ihtiyar adamın sözleri ve Pittonaccio’nın alaycı gülüşleriydi. Saat on biri vurdu. Zacharius Usta ürperdi ve tiz bir sesle, dine küfür anlamına gelen şu sözleri okudu: “İnsanoğlu bilimin kölesi olmalı, onun uğruna yakınlarını ve ailesini feda etmelidir

  6. Keşiş elini eski saate doğru uzattı ve saat gece yarısını vurmadı. Bunun üzerine Zacharius Usta, ta cehennemden duyulabilecek bir feryat kopardı, tam o sırada şu sözler belirdi “Tanrı’nın dengi olmaya kalkışan, sonsuza kadar lanetlenecektir!” Eski saat gök gürültüsüne benzer bir sesle paramparça oldu, yerinden fırlayan zemberek inanılmaz kıvrılıp bükülmelerle salonun içinde dört döndü. İhtiyar adam ayağa kalkıp zembereğin peşinden koştu, boş yere yakalamaya çalışırken bir yandan da, “Ruhum! Ruhum!” diye bağırıyordu. Nihayet Pittonaccio zembereği yakaladı ve korkunç bir küfür savurarak yerine altına gömüldü. Zacharius Usta sırtüstü devrildi. Ölmüştü.

DEĞERLENDİRME:


Konu: Eser, Zacharius adındaki eski bir saatçinin saatlerinde bilinmeyen arızalar ile durması sonrasında saatçinin saatlerinin çalışması ve ölümsüz olmak için kızını şeytana benzeyen karaktere vermek istemesi sürecindeki olayları konu ediniyor.


Üslup: Eserin hikaye niteliği itibariyle olması gerektiği gibi, detaylara boğulmadan net bir anlatıma sahip olmasının yanında Jules Verne’in anlatımı ile daha da etkileyici bir hale geldiğini belirtmek gerekiyor.


Özgünlük: Eser, niteliğine ve yazıldığı döneme göre oldukça özgün olarak nitelenebilecek bir seviye ile hem okuyucusunu şaşırtıp hem de okuyucunun dikkatini sürekli canlı tutmayı başarıyor.


Karakter: Karakter şemasının hikaye türünde olması gerektiği gibi fazla karmaşık olmaması, 5 karakter omurgasında dizayn edilen eserde, bu karakterlerin önemli ve gerekli kısımlarda okuyucuya gösterilmesi, üslubu da olumlu etkileyen unsurlar olarak göze çarpıyor.


Akıcılık: Üslup ve karakter kısmında belirtilen hususların birlikteliği neticesinde yazar tarafından son sayfasına kadar sürükleyici bir eserle karşı karşıya olunduğunun belirtilmesi gerekiyor.


Genel: Yukarıda belirtilen kriterler uyarınca 10 üzerinden gerçekleştirilen değerlendirmede:


Konu: 8,5

Üslup: 9

Özgünlük: 8

Karakter: 8

Akıcılık: 8


puanlarını alan eserin genel ortalaması ise, 8,3 puandır. Hafta sonu sürükleyici bir hikaye okumak isteyen okuyucular için kesinlikle okunması tavsiye edilenler listesinde bulunan kitaplardan birisi olduğunu belirtmek gerekmektedir.


(*) : Notlar başlığındaki bütün kısımlar:

ZACHARIUS USTA

Yazar: Jules Verne

Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

Baskı: 11. Baskı - Nisan 2021

kapakta kullanılan fotoğraftaki kitaptan alıntı olarak kullanılmıştır.

Comments


bottom of page